Türk toplumunun tarihsel gelişiminin sui generis bir nitelikte olduğu, Türkiye’deki literatürde sıklıkla iddia edilmektedir. Bu savın belki de en önemli dayanağı, Türk Devrimi ile “Batı” (aslında sadece Fransa veya Fransa dâhil bir-iki ülke) arasında yapılan kıyaslamalardır. Bu kıyaslamalar, literatürde yıllardır egemenliğini sürdüren ve gerçekliği üç noktada birden çarpıtan yorumları beslemektedir: (I) Bir yanda Fransız Devrimi’nin gerçekleşme şekli, ‘Batı’ veya ‘normal olan’ şeklinde genellenerek bu deneyimden hiza alınmaya çalışılmakta; (II) Fransız Devrimi’nde, geniş kitlelerin, siyasal üstyapının oluşumunu belirleyebilme kapasitesi ve öncü kadroların bilinçli devrimci etkinliği abartılı şekilde sunulmakta ve (III) Türkiye’de geniş kitlelerinin 1908 öncesindeki huzursuzluğu ve hareketliliği, geleneksel iktidar ile devrimin öncü kadroları arasındaki sınıfsal farklılıklar, siyasal egemenlik mekanizmasında gerçekleşen değişim ve 1908’de siyasetin toplumsal tabanının belirli ölçüde genişlediği gerçeği görmezden gelinmektedir. Sonuçta, gerçekliğin birden çok noktada bu kadar fazla zorlanmasından sonra; suni ve karikatürize bir ‘Batı’ veya ‘normal olan’ algısı ve bunun karşısında dünya tarihi içerisinde ‘siyah kuğu’ya dönüştürülmüş bir Türk Devrimi algısı ortaya çıkmaktadır.
The sui generis character of the historical development of the Turkish society is a frequently claimed issue in the literature. Perhaps the most important basis of this argument isthe comparisons between the Turkish Revolution and the “West” (in fact, only France or few countries including France). These comparisons, which have been dominant in the literature for decades, strengthen interpretations that distort reality at three points. (I) How the French Revolution took place is generalized as the ‘Western’ or the ‘normal one’, and used as a measure for comparison; (II) the capacity of the masses to determine the formation of the political superstructure and the conscious revolutionary activity of the leading cadres in the French Revolution are overemphasized in an exaggerated way; and (III) unrest and mobility of the masses in the pre-1908 period in Turkey, the class differences between the leading cadres of the revolution and the traditional power, the changes in the political sovereignty mechanism and the expansion of the social base of politics in 1908 have beenignored. To conclude, after perversion of reality in multiple points; there comes an artificial and caricaturized perception of the ‘West’ or the ‘normal one’, and in contrast to this, a perception of the Turkish Revolution that is compelled to transform into a ‘black swan’ in the world history.
Young Turk Revolution French Revolution Şerif Mardin Methodological Particularism Bourgeois revolution
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 17, 2021 |
Submission Date | October 22, 2019 |
Published in Issue | Year 2021 |