Nowadays, hundreds of thousands of people have been trying to migrate to another country including the EU member states, and live a stable life without security concerns. However, the EU has increasingly reduced their opportunity and ability to seek international protection via strict policies. Securitization of migration results in a decrease in the number of asylum applications. The EU has been politically realistic considering its own interests in implementing measures to combat irregular migration with regard to the reduction of asylum applications. In this context, the EU Commission suggested that Turkey and the Western Balkan countries should be adopted as a “safe country of origin” in September 2015. In fact, this move aimed at reducing the number of applications, many of which had already been rejected. Although the persons who were subject to the EU-Turkey Joint Statement dated March 18, 2016, used to flee from the conflict zones in the different corners of the World, the EU treated them like irregular migrants and sent them back to Turkey. The Statement, which is the basis for the return of these persons, presents itself with various difficulties in terms of procedure and implementation.
Günümüzde, yüz binlerce insan Avrupa Birliği ülkeleri dahil başka bir ülkeye göç etmeye ve güvenlik kaygısı duymadan istikrarlı bir yaşam sürmeye çalışmaktadır. Ancak, AB izlediği katı politikalar aracılığıyla yasal olarak koruma arayışı imkân ve kabiliyetini giderek azaltmıştır. Göç alanının güvenlileştirilmesi, iltica başvurularının sayılarının düşmesiyle sonuçlanmaktadır. AB, sığınma başvurularının azaltılmasına ilişkin olarak düzensiz göçle mücadeleye yönelik tedbirleri uygulamaya koyarken kendi çıkarlarını düşünerek politik olarak gerçekçi olmuştur. Bu doğrultuda, AB Komisyonu, 2015 yılının Eylül ayında Türkiye ve Batı Balkan ülkelerinin bireysel olarak “güvenli menşe ülkesi” olarak kabul edilmelerini önermişti. Aslında bu hamle, çoğu zaten reddedilmiş olan başvuru sayılarını azaltmayı hedefliyordu. Aynı amaçla 18 Mart 2016 tarihli Türkiye – AB Göç Mutabakatına konu olan kişiler genel olarak dünyanın çeşitli ülkelerindeki çatışma bölgelerinden
kaçan insanlar olmasına rağmen düzensiz göçmen muamelesine tabi tutularak Türkiye’ye geri gönderilmiştir. Bu kişilerin geri gönderilmesine dayanak olan söz konusu Mutabakat kendi içinde usul ve uygulama açısından çeşitli zorluklar barındırmaktadır
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 22, 2021 |
Submission Date | January 16, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 76 Issue: 4 |