This article deals with the significance of the Mini Schengen Initiative in shaping the new geopolitical configuration of the Western Balkans. In theoretical terms, the article discusses the changing meaning of borders in the contemporary world and buffer zones as a subject of research in political geography and geopolitics. In methodological terms, the authors provide an overview of the political-territorial development of the Western Balkans and then implement the theoretical approaches of contemporary political geography and geopolitics in the perspectives of the Western Balkans and its de facto status. Furthermore, analysing media reports related to the Mini Schengen Initiative, the article correlates the mentioned theoretical approaches with the trends in the political geography of the Western Balkans encouraged by the Initiative. Finally, the authors conclude that the Mini Schengen Initiative does not have a strong integration capacity; instead, serves as a waiting room for European Union membership thus shaping the Western Balkans as a new buffer zone.
Bu makale, Batı Balkanlar'ın yeni jeopolitik konfigürasyonunu şekillendirmede Mini Schengen Girişimi'nin önemini ele almaktadır. Teorik olarak makale, siyasi coğrafya ve jeopolitik araştırma konusu olarak çağdaş dünyada sınırların ve tampon bölgelerin değişen anlamını tartışmaktadır. Metodolojik açıdan, yazarlar, Batı Balkanlar'ın siyasi-bölgesel gelişimine genel bir bakış sunmakta ve ardından çağdaş siyasi coğrafya ve jeopolitikaya dair teorik yaklaşımları Batı Balkanlar ve onun fiili statüsü perspektifinden yorumlamaktadır. Ayrıca, Mini Schengen Girişimi ile ilgili medya raporlarını analiz eden makale, bahsi geçen teorik yaklaşımları Girişim tarafından teşvik edilen Batı Balkanlar'ın siyasi coğrafyasındaki eğilimlerle ilişkilendirmektedir. Son olarak yazarlar, Mini Schengen Girişimi'nin güçlü bir entegrasyon kapasitesine sahip olmadığı; bunun yerine, Avrupa Birliği üyeliği için bir bekleme odası işlevi görerek Batı Balkanlar'ı yeni bir tampon bölge olarak şekillendirmekte olduğu sonucuna ulaşmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2022 |
Submission Date | June 7, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 77 Issue: 2 |