Güney Kafkasya, sahip olduğu enerji kaynakları, jeo-ekonomik ve jeo-stratejik konumu ve potansiyel işbirliği olanakları ile her zaman için büyük güçlerin ilgisini çekmiş ve bu güçler arasındaki mücadele alanlarından biri olmuştur. Avrupa Birliği de özellikle 1990’lı yılların başından itibaren bölgedeki varlığını hissettirmenin ve siyasi profilini yükseltmenin yollarını aramaya başlamıştır. İlk olarak bölge ülkelerine ekonomik ve teknik yardım programlarına ağırlık veren AB, 2000’li yılların başından itibaren de önceki yaklaşımını terk etmiş, daha aktif ve iddialı bir duruş sergilemiştir. İki taraf arasında siyasi diyalog ve işbirliği ortamının oluşmaya başladığı bu yeni dönemde AB’nin temel hedefi bölge ülkelerinin demokratikleşme süreçlerini hızlandırmak olmuştur. Ancak, AB tüm girişimlerine rağmen, hem siyasi hem de iktisadi etki açısından bölgedeki diğer uluslararası örgütlerin gölgesinde kalmaktadır
South Caucasus has always been a region of direct concern to the great powers owing to its rich energy resources, geo-strategic position and geo-economic location. Among them, the EU has increased its voice especially after the beginning of the 1990s. Although it started with the economic and technical aid programs, the EU has gained a higher profile and an assertive position in the region. The EU has aimed to help the regional countries in their democratisation and transition processes through the political dialogue and cooperation between the two sides. However, despite its various initiations and concrete projects, the EU has always remained under the shadow of other international actors which are quite active and influential in the region
Other ID | JA97ZV53AH |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 38 Issue: 2 |