Küresel ölçekte yaşanan baş döndürücü gelişme ve değişimler, uluslararası ilişkilerde yeni arayışları da beraberinde getirmiştir. Uluslararası politikada tercih sebebi olan bölgesel işbirliği arayışlarının temelinde ekonomik, politik ve güvenlik odaklı kaygılar yer almaktadır. İçinde dil, din, etnisite, tarihsel ve kültürel miras gibi çeşitliliği barındıran Karadeniz Havzası da bölgenin geleneksel aktörleri olan Türkiye ve Rusya’nın yanı sıra Avrupa Birliği’nin (AB) de ilgi duyduğu özel bir işbirliği zeminidir. Bölgenin artık en güçlü aktörlerinden biri olan AB, tedrici genişleme stratejileri ile Havza’da söz sahibi olma gayretindedir. Komşuluk politikaları ve işbirliği uygulamaları ile AB, bir yandan Karadeniz’e fiilen sınır komşusu olurken; bir yandan da karşısında, bölgedeki tarihsel varlığı ve etkisiyle Rusya’yı bulmuştur. Öte yandan özellikle 1990’lı yıllar itibarıyla tarihsel derinliğinden hareketle öne çıkan aktif Türk diplomasisi, bölgesel güç denkleminin son derece kritik bir bileşeni durumundadır. Bu çalışma Karadeniz Havzası’nda örtüşen ve çakışan çıkarlarıyla AB, Rusya ve Türkiye faktörlerinin interaktif ilişkisini, Avrupa Komşuluk Politikası özelinde irdelemektedir
Rapid developments in the global context have entailed new ways of interacting in international relations for a few decades. No doubt that some economic, political and security related concerns take a crucial position at the heart of this type of regional formations. The Black Sea Basin, which consists of such diversities as language, religion, and ethnicity, historical and cultural heritage, is a unique cooperative area that not only the traditional actors such as Turkey and Russia but also The European Union (EU) are quite interested in. Engaged gradually into the basin, The EU is one of the strongest actors and strains to have a voice in the region as a contiguous part. While the EU, thus, becomes a participant in the Black Sea via the neighbourhood and cooperation policies on the one hand; it is faced with Russia that preserves a historical existence and deep impact in the region, on the other hand. Aside from this remarkable meeting, the active Turkish diplomacy coming into prominence as of the 1990s via its historical ties is also stated as the crucial component of the regional balance of power. This study scrutinizes the interactive affairs among the EU, Russia and Turkey in the basin particularly within “European Neighbourhood Policy” framework
Other ID | JA98YD39NY |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 42 Issue: 2 |