Bu çalışmanın amacı, Balkan Yarımadasının Avrupa jeopolitiği ve jeoekonomisi içindeki yerini “bütünleşme” ve “balkanlaşma” (balkanizasyon) kavramları doğrultusunda ele alarak, söz konusu bölge ile olumsuz imajlar eşliğinde özdeşleşmiş bulunan ikinci kavramın paradoksal doğasını ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın hipotezi şöyle ifade edilebilir: bu bölgede yer alan ülkeler ve idari/siyasi birimler arasında bir yandan tarihsel/jeopolitik husumet unsurları balkanlaşmanın temel faktörleri olarak göze çarpmaktayken, ekonomik coğrafyadan kaynaklanan zorunluluklar tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de Balkan ülkelerini işbirliğine hatta bütünleşmeye yöneltmektedir. Söz konusu zorunluluklar potansiyel düzeyde de kalmamakta, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (SEECP) ve ağırlık merkezi Orta Avrupa’dan Batı Balkanlara kayan Orta Avrupa Serbest Ticaret Alanı (CEFTA) gibi somut girişim ve deneyimlerde açıkça gözlenmektedir. Dolayısıyla, bu bölge için genellikle idealist yaklaşımlar çerçevesinde dile getirilen işbirliği ve bütünleşme aslında realist bir bakış açısına da temel teşkil etmelidir
The purpose of this paper is to assess the place of Balkan Peninsula in European geopolitics, with particular reference to the concepts of “integration” and “balkanization” as well as to shed light on the paradoxical nature of the latter, which has been identified with this region along with extremely negative images. In line with this purpose, the hypothesis of the study can be formulated as follows: while historical and geopolitical factors of animosity among the countries/administrative units in this region remain as the main causes of balkanization, imperatives of economic geography push these countries towards cooperation and even integration, as has been the case throughout history. These necessities do not remain only at potential dimension; they are evidently reflected by the experiences such as South East European Cooperation Process (SEECP) and Central European Free Trade Area (CEFTA), centre of gravity of which has been transferred from Central and Eastern Europe towards Balkans. Thus, mostly referred to within the framework of idealist approaches, cooperation and integration in this region should also form the basis for realist policy choices
Other ID | JA89UF45DP |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 43 Issue: 1 |