1989 sonrası uluslararası sistemde yaşanılan değişiklikler küreselleşmenin etkisiyle hızlanırken, uluslararası ilişkilerde güvenlik, tehdit, risk, ulusal çıkar, güç gibi kavramlar yeniden tanımlanmıştır. Soğuk Savaş Dönemi’nin iki kutuplu, tehdit ve risklerin nereden geldiğinin kesin olarak bilinen yapısından, farklı güç kutuplarının oluştuğu ve çok hızlı değişimlerin yaşandığı yirmi birinci yüzyıl uluslararası siyaset yapısına geçiş birtakım yeni unsurları da beraberinde getirmiştir. Yeni dünya siyaseti barışın sağlanması ve korunması konusunda daha fazla uluslararası ortak çabayı ve işbirliğini gerektirmektedir. Sıcak çatışma ve/veya savaşların yaşandığı bölgelerde bu çabalar büyük önem arz etmektedir. Birleşmiş Milletler (BM) Örgütü’nün dünya üzerinde tanımladığı çatışma alanlarının çoğuna komşu olan Türkiye’nin barışı korumaya yönelik girişimlerde yer alması hem bölge güvenliği hem de kendi güvenliği için bir anlam ifade etmektedir. Çalışmada Türkiye’nin uluslararası
düzeyde barışı koruma çalışmalarına verdiği katkı realizm ve karşılıklı bağımlılık teorileri eşliğinde incelenecektir. Bu katkı kimi zaman sert güç araçlarıyla kimi zaman ise yumuşak güç araçlarıyla yapılmaktadır. Türkiye’nin çeşitli kuruluşlar nezdinde dâhil olduğu barışı koruma girişimlerinin muhteviyatının analiz edilmesi ve Soğuk Savaş sonrasında bu muhteviyatın değişip değişmediğinin anlaşılması çalışmanın araştırma sorusunu teşkil etmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Relations |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 9, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 56 Issue: 2 |