In the face of major events such as disasters, wars, epidemics or migration that deeply affect the society, people collectively show a greater tendency towards irrational reasoning, interpretations, and even beliefs that are far from reality, where the mind is completely disabled. During the pandemic that we have experienced in recent years and that has affected the whole world, many images and many scientific studies have been published, especially in digital media, that such stories and events that lack the reality of reason and logic have taken place among the society. Even if the events described do not have a counterpart in the ordinary course of life, it can be said that they have evolved into mythos with the disabling of reason in an environment of social chaos and therefore increase the power of belief. Acting with the instinct to believe, humans adjust their attitudes and behaviors according to this instinct. Therefore, believing in an event that has evolved into a mythos is considered sacred and the opposite is unthinkable.
Earthquake disasters, which leave deep emotional and physical scars and wounds on society, are one of the most striking examples of an environment of chaos. Such an environment of chaos, where people are in a state of panic, where there is a great confusion, where it is almost imagined that a small apocalypse has broken out, was recently witnessed with the natural disaster known as the Kahramanmaraş-based earthquake on February 06, 2023. It is no coincidence that the narratives experienced or claimed to have been experienced in the earthquake, which had a great destructive power, and which were contrary to the ordinary flow of life, occurred in such an environment of chaos and, so to speak, a life market. In this context, this study will try to explain the causes, functions and timing of the narratives that emerged in such a chaotic environment from three different perspectives: folkloric, theological and psychological perspectives.
Toplumu derinden etkileyen afet, savaş, salgın veya göç gibi büyük hadiseler karşında insan kolektif olarak mantık dışı akıl yürütmelere, yorumlara hatta gerçeklikten uzak, aklın tamamen devre dışı kaldığı inanmalara karşı daha fazla eğilim göstermektedir. Geçtiğimiz yıllarda yaşamış olduğumuz ve bütün dünyayı etkisi alan salgın döneminde de toplum arasında bu türden akıl ve mantık gerçekliğinden yoksun hikâyelerin, olayların yaşandığına dair özellikle dijital mecralarda pek çok görüntü ve bunlara istinaden yapılmış pek çok bilimsel çalışma yayımlanır. Anlatılan olayların hayatın olağan akışında bir karşılığı olmasa bile toplumsal kaos ortamında aklın devre dışı kalması ile mitos boyutuna evrildiği ve bu sebeple de inanma gücünü artırdığı söylenebilir. İnanma içgüdüsü ile hareket eden insan, tutum ve davranışlarını da bu içgüdüye göre ayarlar. Dolayısıyla mitos boyutuna evrilmiş bir hadiseye inanma kutsal kabul edilir ve aksi düşünülemez.
Gerçekleşmesi ile toplumda duygusal ve fiziksel anlamda derin izler ve yaralar açan deprem felaketleri de bir kaos ortamına en çarpıcı örneklerden birini teşkil eder. İnsanların telaşa düştüğü, büyük bir karmaşanın yaşandığı adeta küçük kıyametin koptuğunu tahayyül edildiği böyle bir karmaşa ortamına yakın zamanda gerçekleşen 06 Şubat 2023 tarihindeki Kahramanmaraş merkezli deprem olarak bilinen doğal afet ile tanıklık edildi. Meydana gelen ve yıkım gücü bir hayli büyük olan depremde yaşanılan veya yaşanıldığı iddia edilen ve hayatın olağan akışına ters düşen anlatıların böylesine kargaşa ve deyim yerindeyse can pazarının yaşandığı bir ortamda vuku bulması tesadüf değildir. Bu bağlamda, çalışmada böylesine büyük kaos ortamında ortaya çıkan anlatıların sebepleri, işlevleri ve zamanlamaları üç faklı bakış açısı olarak folklorik, teolojik ve psikolojik açılardan deprem örneğinden hareketle açıklanmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 11 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası