Osmanlı padişahları, kendilerine itaatle bağlı ve verilen emirleri yerine getirmeye çalışan görevlileri, şevklerini artırmak amacıyla taltif etmişlerdir. Ödüllendirilecek kişilere genellikle hilat ya da kürk giydirilip hançer gibi kıymetli eşyalar verilmiştir. Özellikle XVIII. yüzyılla birlikte daha yaygın kullanılan yöntem, merkez görevlisi olarak addedilen kimi makamların taltif edilmek istenen kimselere paye suretiyle tevcihi olmuştur. Buna göre başkentte bulunup sarayda hizmet eden kimselerin işgal ettikleri görevler, ilerleyen dönemlerde yalnızca paye olarak taşradaki kimi âyanlara verilmiştir. Böylece onların sadakatlerinin, çalışkanlıklarının ve zor dönemlerde Osmanlı Devleti için faydalı faaliyetlerinin takdir edildiği etrafa gösterilmiştir. Dolayısıyla aslında sahip oldukları payelerle ilgili başkentte hiçbir vazifeleri bulunmayan seçkinler, bir anda kendilerini bir görevin içinde bulmuşlardır. Ancak payeler sadece bir takdir aracı olarak kullanılmamıştır. Bunlar, merkez-taşra ilişkilerinde sorun yaşandığı dönemlerde taşra seçkinleri için tehdit unsuru haline gelmiştir. Nitekim Osmanlı yönetimi, gücünü kırmak istediği âyanları, daha önce uhdelerine verdiği paye ve görevlere dayanarak, İstanbul’a çağırıp onların burada fiilen hizmet etmelerini istemiştir. Bu sayede taşra seçkinlerinin nüfuz bölgelerinden bağını koparıp güçlerini zayıflatılmayı amaçlamıştır.
Bu çalışmada, Osmanlı Devleti’nin âyanlara payeleri hangi şartlar neticesinde verdiği Çapanoğulları örneğinde incelenmiştir. Payelerin taşra seçkinleri tarafından talebi, isteğin uygun bulunması, ilerleyen dönemlerde Osmanlı yönetimi ile taşra seçkinlerinin menfaatlerinin çakışması ve paye verilen kimselerin İstanbul’a çağırılmaları süreçleri arşiv kaynaklarına dayanılarak ortaya konulmuştur.
The Ottoman sultans rewarded officials who obeyed them and tried to fulfill their orders in order to increase their enthusiasm. Those to be rewarded were usually dressed in a hilat or a fur and given valuable items such as daggers. Especially in the eighteenth century, the more widely used method was the assignment of certain offices, which were considered to be central officials, to those who were to be honored by means of titles. Accordingly, the duties occupied by those who were present in the capital and served in the palace were later given to some âyans in the provinces only as titles. Thus, it was shown that their loyalty, hard work and beneficial activities for the Ottoman Empire in difficult times were appreciated. Therefore, the elites, who did not actually have any duties in the capital related to the titles they held, suddenly found themselves in a mission. However, titles were not only used as a means of appreciation. These became a threat to the provincial elites in times of problems in central-provincial relations. Indeed, the Ottoman administration summoned the ayans, whose power it wanted to break, to Istanbul on the basis of the titles and duties they had previously been entrusted with, and demanded that they actually serve here. In this way, it aimed to disengage provincial elites from their spheres of influence and weaken their power.
In this study, the conditions under which the Ottoman Empire granted titles to the ayans are analyzed in the case of Çapanoğulları. The request for the titles by the provincial elites, the approval of the request, the clash between the interests of the Ottoman administration and the provincial elites in the following periods, and the summoning of those who were given titles to Istanbul have been revealed based on archival sources.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeniçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 11 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 9 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası