Öz
COVID-19 pandemisi başta toplumsal kurumlar olmak üzere toplumsal yaşamın her
alanında değişime neden olmuştur. Küresel salgınla birlikte adeta bir zorunluluk haline kapanma
ve kısıtlamalar bireylerin gündelik yaşam pratiklerini dönüştürmüştür. Alınan önlemlerin etkileri,
özellikle eğitim kurumlarının kapanması ve çevrimiçi eğitime hızlı geçiş ile doruk noktasına
ulaşmıştır. Bu çalışma, COVID-19 pandemisinde eğitimde meydana gelen dönüşümleri üç
bölümde incelemeyi amaçlamaktadır. İlk bölümde, Pierre Bourdieu, Jean-Claude Passeron ve
Zygmunt Bauman'ın vurguladığı farklı sosyo-ekonomik statüden öğrencilerin karşılaştıkları
sorunlar tartışılacak ve bu sorunların pandemi döneminde derinleşip derinleşmediği
incelenecektir. Dezavantajlı gruplardan öğrenciler internete ve çevrimiçi eğitim gereçlerine
erişimde sorun yaşayabilmektedir. Bu durum özellikle pandemi döneminde öğrenciler arasında
sorunlara olabilmektedir. İkinci bölümde, öncelikle Emile Durkheim ve Anthony Giddens
tarafından ortaya atılan eğitimde toplumsallaşma süreci tartışılacak, ikinci olarak da
toplumsallaşma sürecinin çevrimiçi eğitimle birlikte dönüşümü ve öğretmen-öğrenci
etkileşimindeki değişim ortaya konacaktır. Eğitimde toplumsallaşmanın hem öğrenciyi hem de
öğretmeni kapsadığı göz önüne alındığında çevrimiçi eğitimin doğası gereği söz konusu
toplumsallaşma süreçlerinde değişim de kaçınılmazdır. Son olarak, üçüncü bölümde ise,
Foucaultyen bir bakış açısıyla, bilgiye erişim ve bilgiyi tüketme hızının artması nedeniyle
pandemi döneminde “bilgi”, “iktidar” ve “özne”nin kesişimselliğinin dönüşümü irdelenecektir.
Çevrimiçi eğitime geçişle birlikte eğitimde denetim de dönüşmüştür. Öğrencinin bilgiye ulaşımı
ve tüketimi hızlanmıştır. Bu durum iktidarın üretimi ve yeniden üretiminde köklü bir değişime
neden olmaktadır.