2000’li yılların başında, Sudan’ın batısındaki
Darfur bölgesinde gerçekleşen ve tahminen 300 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan
kriz sırasında Çin’in tutumu tartışma konusu olmuştur. Sudan Hükümeti’nin
Darfur’da soykırım uyguladığı; Çin’in de verdiği destekle soykırıma ortak
olduğu iddia edilmiştir. Bu iddialar karşısında Çin, devletlerin egemenliğine
saygı duyma ve iç işlerine karışmama ilkelerini ön plana çıkarmış, ilgili
devletin rızasının alınmasını öngören bir insanî müdahale paradigması
savunmuştur. Darfur bu yönüyle, Çin’in hem uluslararası krizlere yaklaşımını
hem de Batılı aktörlerden farklılığını ortaya koyması bakımından önemli bir dönüm
noktası olmuştur. Bu çalışmada, Çin’in söz konusu süreçte nasıl bir strateji
izlediği ve nasıl bir sınav verdiği analiz edilmektedir.
China maintained a
controversial attitude towards the humanitarian crisis in Darfur, which erupted
in the western region of Sudan in the early 2000s and caused the death of
nearly 300,000 people. It was claimed that the Government of Sudan carried out
genocide in Darfur, and China became a party to this genocide by supporting the
Government of Sudan in political, military and commercial terms. In the face of
those allegations, China underlined the principles of respect for sovereignty
and non-intervention in other states’ internal affairs. Darfur has been a milestone
for China both to epitomise its approach to international crises and to
demonstrate its difference from the Western actors. Hence, this paper aims to
analyse what sort of policy China.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 23, 2017 |
Submission Date | November 10, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 3 |