Paradoksal bir şekilde, I. Dünya Savaşı sonrası dönemde, Rumen coğrafyasında egemenlik kuran eski güçlerden en yakın ilişkilerin Türkiye ile kurulduğu bilinmektedir. Millî hedefi gerçekleştirdikten sonra (1918) bölgesel ittifaklara katılarak (Little Entente ve Balkan Antantı) Romanya bir status quo’yu sürdürme politikası izlemiştir. Dönemin ilk yarısında, diplomasi
konusunda Bükreş’e verilen teminat klasik müttefikleri olan Fransa ve Birleşik Krallık’a dayanmıştır. Ancak Almanya’nın, Renanya’yı yeniden işgal etmesi (7 Mart 1936) ve Münih Deklarasyonu’nun ardından Fransız diplomatik sistemi Doğu Avrupa’da sona ermiştir. Türkiye’ye bakıldığında, Berlin ile önemli ekonomik ilişkilerine rağmen, coğrafî uzaklığı sebebiyle diğer Balkan ülkelerine göre nispeten daha özgür ve bağımsız bir politika takip edebilmiştir.
Paradoksal bir şekilde, I. Dünya Savaşı sonrası dönemde, Rumen coğrafyasında egemenlik kuran eski güçlerden en yakın ilişkilerin Türkiye ile kurulduğu bilinmektedir. Millî hedefi gerçekleştirdikten sonra (1918) bölgesel ittifaklara katılarak (Little Entente ve Balkan Antantı) Romanya bir status quo’yu sürdürme politikası izlemiştir. Dönemin ilk yarısında, diplomasi
konusunda Bükreş’e verilen teminat klasik müttefikleri olan Fransa ve Birleşik Krallık’a dayanmıştır. Ancak Almanya’nın, Renanya’yı yeniden işgal etmesi (7 Mart 1936) ve Münih Deklarasyonu’nun ardından Fransız diplomatik sistemi Doğu Avrupa’da sona ermiştir. Türkiye’ye bakıldığında, Berlin ile önemli ekonomik ilişkilerine rağmen, coğrafî uzaklığı sebebiyle diğer Balkan ülkelerine göre nispeten daha özgür ve bağımsız bir politika takip edebilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Other ID | JA33VV39MT |
Journal Section | Book Review |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 6 Issue: 1 |
For submission of articles to the JBRI: baedergisi@gmail.com
Creative Commons Attribution 4.0 International License