Şairlerin uzun yıllar süren savaşlar sonucunda imzalanan barış antlaşmalarındaki rollerinden dolayı muhataplarına teşekkür ettiği ve onlardan beklentilerini dile getirdiği sulhiyyeler, 1699 Karlofça Antlaşması ile kaleme alınmaya başlanmıştır. Türün bu antlaşma üzerine yazılan ve şimdiye kadar tespit edilebilen iki örneği Nâbî (ö. 1124/1712) ve Bosnalı Sâbit’e (ö. 1124/1712) aittir. Amcazâde Hüseyin Paşa (ö. 1114/1702) için yazılan bu sulhiyyeler farklı üslup ve imaj dünyaları ile araştırmacıların dikkatini çekmiş, türle ilgili çeşitli çıkarımların yapılmasına olanak sağlamıştır. Elbette ki yeni metinler tespit edildikçe bu çıkarımların zenginleşmesi kaçınılmazdır. Bu makalede Bosnalı Âsım’ın (ö. 1122/1710) daha önce ele alınmayan ve Karlofça Antlaşması üzerine yazılan üç sulhiyyesi üzerinde durulmuş, bunlar Nâbî ve Sâbit’in kasideleriyle mukayeseli olarak incelenmiştir. Neticede şairin Râmî Mehmed Paşa (ö. 1119/1708) ve Köseç Halil Paşa (ö. 1127/1715) gibi muhataplar için kaleme aldığı sulhiyyelerinin çeşitli açılardan diğer sulhiyyelerle benzeştiği ancak onlardan ayrılan yönlerinin de olduğu anlaşılmaktadır. Âsım’ın yaşadığı coğrafyaya kayıtsız kalmayarak Bosna’nın sınırlarının belirlenmesi (kat‘-ı hudûd) meselesini ele alması bu farklılıklardan en önemlisidir. Böylece kendi memdûhunu da övme fırsatı yakalayan şair hem içerik hem üslup olarak türe yeni bir boyut kazandırmıştır.
With the signing of the Treaty of Karlowitz in 1699, sulhiyyas began to be written. In these poems, poets thanked their addressees for their role in the peace treaties signed after long years of wars and expressed their expectations from them. The two examples written in response to the Treaty of Karlowitz that have been ascertained so far, belong to Nabi (d. 1124/1712) and Bosnalı Sabit (d. 1124/1712). These sulhiyyas, written for Amcazade Hüseyin Paşa (d. 1114/1702), have attracted the attention of researchers with their distinctive style and imagery, and have enabled various inferences to be made about the genre. Certainly, it is inevitable that these inferences will be enriched as new texts are ascertained. This article focuses on Bosnalı Asım’s (d. 1122/1710) three previously unexamined sulhiyyas on the Treaty of Karlowitz and examines them in comparison with Nabi and Sabit’s qasidas. As a result, it is understood that the poet’s sulhiyyas, written for addressees such as Rami Mehmed Paşa (d. 1119/1708) and Köseç Halil Paşa (d. 1127/1715), share similarities with other sulhiyyas, yet also display notable differences. The most important of these differences is that Asım was not indifferent to the place he lived and addressed the issue of Bosnian frontier delimitation. The poet, who thus had the opportunity to praise his own patron, brought a new dimension to the genre in terms of both content and style.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Historical Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 16, 2025 |
Submission Date | August 7, 2024 |
Acceptance Date | December 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 14 Issue: 1 |
For submission of articles to the JBRI: baedergisi@gmail.com
Creative Commons Attribution 4.0 International License