İlahî isimler vesilesiyle insan, yaşayışının her anında ilahî olanla kendisi arasında bir bağ kurma imkânına kavuşur. Esmâü’l-Hüsnâ’nın en açık özelliklerinden birisi, Allah ile insan, insanla Allah ilgisini düzenlemek ve bağını sağlamaktır. İlahî isimler, taşıdıkları sınırsız anlamlar sayesinde, insanlığın dinî hayatını en fazla tehdit eden Allah’ı unutmak durumuna engel olurlar. Onlar, insanın Allah ile olan bağlarını canlı tutarlar; hayatı anlamlı kılarlar; manevî hayatı canlandırırlar.
Kur’ân-ı Kerîm, ilahî isimlerin bağlantılarıyla, insanı Allah ile bağlantıya yönlendirir; o, insanın aradığı her şeyin O’nun katında olduğunu insana gösterir. Böylece bu isimler, insanlığın anlayışı için, mümkün olan en yüksek seviyede, Allah’ı tanıma olan marifetullahı gerçekleştirir.
Allah Teâlâ, ilahî ahlakla ahlâklanma ve ilahî isimlerin yansımalarını duygularında ve manevî yaşamlarında tecrübe etme yeteneğini insanlara vermiştir. Eğer Allah Teâlâ, bu yeteneği insana vermemiş olsaydı, ona bu isim ve sıfatlarını açıklamaz ve o sıfatların gereğince davranmayı şart koşmazdı. Aslında ilahî isimlerin bir müminin davranışlarına yansıması, ilahî bir emirdir.
İnsan, ilahî olan isimleri ne kadar manevî yaşantısında, duygularında, ahlakında, bilgisinde ve varlığında yansıtabiliyorsa insanın Allah algısı da, ilahî isimleri bilme nispetinde olacaktır. İlahî isimlerin tecellîlerinin yansıması, insanda ne kadar genişler; büyür ve derinleşirse; ilahî ahlakla bağlantılı hal ve davranışları da buna paralel olarak büyür.
Bu makalede biz, insanın manevî ve psikolojik yapısının oluşumunda esmâü’l-hüsnâ’nın etkilerini ele alacağız. Bu bağlamda biz, Allah’ın isimleri ve sıfatları açısından sevgi ve aşk, şefkat, doğruluk ve istikâmet, tevekkül ve güven, tevbe ve affetme, adalet ve istikâmet, sabır, şükür ve tevâzu duygularının oluşumunda etkili olan isimler konusunu araştıracağız.
Teşekkürler
Through divine names, man has the opportunity to establish a bond between himself and the divine at every moment of his life. One of the clearest features of Asmâu'l-Husnâ is to regulate and establish the relationship between God and man, and between man and God. Divine names, which have unlimited meanings, prevent people from forgetting Allah, which threatens the religious aspect of people the most. They keep man's ties with God alive; they make life meaningful; revive spiritual life.
The Qur'an establishes a connection between man and God through divine names and shows man that everything a man needs is in His presence. Thus, these names realize the ingenuity of knowing God, at the highest possible level, for the understanding of humanity.
Allah Almighty has given people the opportunity to be moral through divine morality. He also gave people the ability to experience the reflections of divine names in their emotions and spiritual lives. If Allah did not want to give this ability to human beings, He would not have explained these names and attributes to them and would not have made it a condition to act in accordance with those attributes. In fact, the reflection of divine names on a believer's behaviour is a divine command.
A person should be able to reflect the divine names in his spiritual life, emotions, morals, knowledge and existence. To the extent that man can achieve this, the perception of God will be in proportion to knowing the divine names. The more the reflection of the manifestations of divine names expands, grows and deepens in man; His states and behaviours related to divine morality also grow in parallel with this.
In this article, we will discuss the effects of asmâu'l-husnâ on the formation of the spiritual and psychological structure of man. In this context, we will investigate the names that are effective in the formation of the feelings of love and affection, compassion, truth and direction, trust and trust, repentance and forgiveness, justice and direction, patience, gratitude and humility in terms of the names and attributes of Allah.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | September 28, 2022 |
Acceptance Date | November 7, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 16 |