Amerika kıtasının ilk sahipleri olarak bilinen Kızılderili toplulukları, günümüzde sayıları bir hayli azalmış olsa da kıtanın tarihi geçmişi incelendiğinde uzun bir zaman diliminde kıtada hâkimiyet kurmuşlardır. Kıtaya ilk yerleşimlerin itibaren bilinen en eski tarihi, buzul çağına dayandırılmaktadır. İddialara göre okyanusun donmasından dolayı oluşan kara köprüsü Bering boğazı yolu ile Asya’dan Amerika’ya ilk geçişlerin gerçekleştiği belirtilmektedir. Amerika kıtasının bir çok bölgesinde, keşiflerden önce sayıları bir hayli fazla olan yerli topluluklardan söz edilmektedir. Bu toplulukların; yaşadıkları coğrafi şartlara göre farklı kültürel özellikler oluşturdukları bilinmektedir. Kuzey Amerika Kızılderililerin oluşturdukları ortak kültür özelliklerinden birisi de boncuk işi olarak bilinmektedir. Bu kültürel özellik günümüzde de devam etmektedir. Tohum boncuklar kullanılarak giysi ve makosen gibi çeşitli türlerde günlük kullanılan eşyalar süslenmektedir. Süslemedeki tasarımlarda genelde geometrik motifler sıklıkla kullanılmaktadır. Eğrisel tarzda motifler az olsa da Amerika’nın kuzey kesiminde kullanıldığı belirtilmektedir. Bu tarz motiflerin, keşiflerden sonra Avrupa’dan gelenler tarafından istek üzerine uygulanarak çoğaldığı bilinmektedir. Kızılderili Motiflerinde, Türk motiflerine benzeyen birçok motif olduğu gibi yıldız motifinin de farklı şekillerde kullanıldığı tespit edilmiştir. Türkler ve Kuzey Amerika Kızılderililerin önemli ortak kültürel özelliklerinden biri benzer inanç sistemleridir. Motiflerin kökenleri toplumların inançlarına, mitlerine dayanmaktadır. Her iki kültürde de gökyüzü unsurları değerli bulunmuş ve kutsal kabul edilmiştir. Bu araştırmada; aralarında sınır komşusu olmayan farklı inançlara mensup Türk ve Kuzey Amerika Kızılderili kültüründe farklı alanlarda karşımıza çıkan yıldız motifinin ortak bir anlatım dilinin olup olmadığı, hangi amaç ve anlamlarda kullanıldığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma Anadolu dokumalarında sıklıkla karşımıza çıkan yıldız motifi ve Kuzey Amerika Kızılderili boncuk işi kıyafetlerde kullanılan yıldız motifi ile sınırlandırılmıştır. Konuyla ilgili olarak 2015 yılında Arizona Navajo rezervasyon alanındaki saha araştırması tespitleri, kaynak kişilerle yapılan sözlü görüşmeler ve literatür taraması bilgilerinden yararlanılmıştır.
Native American communities known as the first owners the American continent, have dominated the continent for a long time although their numbers have decreased considerably today. The earliest known history since the first settlements on the continent is based on the ice age. It is pointed that the first crossing from Asia to America took place via the Bering Strait, the land bridge that was allegedly formed due to the freezing of the ocean. In almost every corner of the America, there are a great many of indigenous communities which were numerous before the discovery. Native Americans create beadwork as one of their cultural characteristics. Today, geometric motifs are commonly used in ornamental designs. The northern part of the country rarely uses curvilinear motifs. Native American motifs use the star motif differently, as there are many motifs similar to Turkish motifs. One of the important common cultural features of Turks and Native Americans is their similar belief systems. In both cultures, the elements of the sky were found valuable and considered sacred. In this study; it is aimed to determine whether the star motif that appears in different areas in Turkish and Native American cultures belonging to different beliefs which don’t have a border between them, has a common expression language, for which purposes and meanings it is used. This study is limited to the star motif which is commonly found in Anatolian weaving and Native American beadwork. In 2015, field research was done on the Arizona Navajo reservation by interviewing resource people and looking at literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Studies on Education |
Journal Section | Fine Arts |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | October 24, 2022 |
Acceptance Date | December 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 25 Issue: 48 |
Baun SOBED