Osmanlı Devleti’nde modern anlamda bir müze olarak kabul edilen Müze-i Hümâyun’un kuruluş girişimi 1846-47, resmi açılış tarihi ise 1869 olarak kabul edilir. Osmanlı Maarif Nezareti’ne bağlı olan bu müzenin ilk iki müdürü Edward Goold ve Pio Francesco Carlo Terenzio, üçüncü müdürü ise Philipp Anton Dethier olmuştur. Berlin’de Friedrich Wilhelm Üniversitesi Felsefe fakültesinde öğrenim görmüş olan Philipp Anton Dethier (1803-1881), Osmanlı Devleti topraklarında ve hizmetinde çalışmaya başlamadan önce Almanya ve Fransa’da öğretmenlik ve Almanya’da yayıncılık yapmıştır. Tarih alanında doktora derecesine sahiptir. 1847 sonrası İstanbul’a gelen Dethier, öğretmenlik ve müdürlük yaptığı Avusturya okulundaki çalışmaları dışında İstanbul’un arkeoloji tarihi ile ilgili çalışmalar da yapmıştır. Bu çalışmalarının kazıbilimi ile sınırlı kalmadığı ve yayın olarak da değerlendirdiği görülmektedir. 20 yıldan uzun süredir İstanbul’da bulunduğu sürede arkeoloji alanında yaptığı çalışmaları ve dönemin siyasi hayatına etki eden özellikle yabancı kişilerle yakınlığının sağladığı gücün de desteğiyle Philipp Anton Dethier Ağustos 1872’de Müze-i Hümâyun müdürü olarak atanmıştır. Döneminde Osmanlı Devleti’nde başka kurumlarda sık sık idari personel ve yönetici değişikliği yapılıyor olmasına rağmen uzun süre bu görevini devam ettirmiş olan Dethier 8 yıl 7 aylık müdürlüğü döneminde 15 Sadrazam ve 9 Maarif Nazırı ile çalışmıştır. 30 ay 24 gün ile Mehmed Tâhir Münif Efendi (18 Nisan 1878-12 Kasım 1880) ve 11 ay 10 gün süre ile Ahmed Cevdet Paşa (24 Nisan 1873-5 Nisan 1874) Dethier’nin en uzun süre çalıştığı Maarif Nazırları olmuştur. En kısa süreli çalıştığı iki nazır ise 9 gün ile Ahmed Kemal Paşa (8 Mayıs 1876-17 Mayıs 1876) ve 24 gün ile Ahmed Vefik Paşa (11 Ocak 1878-4 Şubat 1878)’dır. Ülke içinde arkeoloji çalışmaları yanı sıra uluslararası alanda Osmanlı Devleti adına görev almıştır. 1873 yılında olduğu gibi Dünya Sergilerine katılmak dışında Heinrich Schliemann ve Luigi Palma di Cesnola’nın dahil olduğu davalar ve konular Dethier’nin icraatları arasında ilk akla gelen örneklerdir. Bunlar Osmanlı Devleti sınırları içerisinde yer altında kalan, yeryüzüne çıkarılmış veya çıkarılacak olan tarihi eserlerin korunması konusuyla ilgili önemli örneklerdir. Philipp Anton Dethier’nin bu alandaki çalışmalarının eleştirilen eksikleri olsa da Osmanlı Devletini arkeoloji çalışmaları boyutuyla yurt dışında savunması önemlidir. Bunlardan daha önemlisi ise Osmanlı Devleti’nde modern anlamda bir müze kurulması için çalışmaları ve müzecilik eğitimi alanındaki girişimleridir. Modern anlamda bir müzenin kurulması ve kurumsallaşmasında önemli katkıları olmuştur. Çinili Köşk’ün müze haline getirilmesi, 1874 tarihli Âsar-ı Atika Nizamnâmesi ve Müze Mektebi açma girişimi Dethier döneminde yaşanmış önemli gelişmelerdir. Müzecilik eğitimi konusunda ise dönemin ekonomik ve siyasi koşullarında maddi destek yetersizliğinin de etkisiyle amacını gerçekleştirecek bir kurum oluşturamamıştır. Bunun nedenlerinden birisi de Dethier’nin Müze-i Hümâyun müdürü olarak çalıştığı dönemdeki faaliyetlerinin birlikte çalıştığı 9 Maarif Nazırının faaliyetlerinden bağımsız olamamasıdır. Philipp Anton Dethier’nin bir başka özelliği ise Osman Hamdi Bey’den önceki gelişmelerde etkisi olan Osmanlı Devleti’nin son yabancı müze müdürü olmasıdır. Bir başka deyişle Osmanlı Devleti’nde Osman Hamdi Bey ile köklü bir değişime uğrayan arkeoloji ve müzecilik çalışmalarının temellerinin atıldığı dönemdeki en önemli Müze-i Hümâyun müdürü 1872-1881 yılları arasında görevde bulunan Philipp Anton Dethier’dir.
The attempt date for the establishment of Müze-i Hümâyun accepted as the modern museum in the Ottoman Empire is accepted as the year 1846-47, and the official opening date for the establishment as the year 1869. Philipp Anton Dethier (1803-1881), who studied philosophy at the Friedrich Wilhelm University in Berlin, was a teacher in Germany and France and a publisher in Germany before he started to live and to serve in the territory of the Ottoman Empire. He holds a PhD in History. After 1847, Dethier came to Istanbul, where he worked as a teacher and later as a director at the Austrian school. He also made archaeological researches and studies here. These studies were not limited with the archaeological excavations but they were published also. With the strength of his archaeological studies during his stay more than 20 years in İstanbul and also with the support of the politically effective persons both native and especially foreign, in August 1872, he was appointed as the director of the Müze-i Hümâyun. Although in the other institutions of the Ottoman Empire the administrators and other staffs were changed frequently, he worked with 15 Grand Viziers and 9 Ministers of Education during his 8 years and 7 months of office. With whom Dethier worked together for the longest time were Mehmed Tâhir Münif Efendi (April 18, 1878-November 12, 1880) for 30 months and 24 days and Ahmed Cevdet Paşa (April 24, 1873- April 5 , 1874) for 11 months and 10 days. Ahmed Kemal Paşa (May 8, 1876-May 17, 1876) for only 9 days and Ahmed Vefik Paşa (January 11, 1878-February 4, 1878) for 24 days were the Ministers with whom Dethier worked fort he shortest time. In addition to archaeological studies in the Ottoman country, he also took part in the international arena on behalf of the Ottoman Empire. Apart from attending World Exhibitions, for example in 1873, cases and issues involving Heinrich Schliemann and Luigi Palma di Cesnola are important examples remembered for the activities of Dethier. These were important examples about the protection of the historical artifacts that were underground, unearthed or to be unearthed within the borders of the Ottoman Empire. Although the deficiencies of the Dethier’s works in this field that were criticized, it is important to defend the Ottoman Empire abroad in terms of the archaeological studies. More important than these, in the Ottoman Empire, he was an important actor for the establishment of a museum in the modern sense and initiatives in the field of museum education. Being the museum building of the Çinili Köşk, the 1874 Asar-ı Atika Nizamnâmesi and the attempt to open the Museum School were important developments during the Dethier’s period. The activities of Dethier as the director of Müze-i Hümâyun between 1872 and 1881 were not independent from the activities of these nine Ministers of Education with whom Dethier worked together. Dethier is the last foreign director of Müze-i Hümâyun and he had an important role on the developments before Osman Hamdi Bey.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2021 |
Submission Date | October 19, 2020 |
Acceptance Date | December 24, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 21 |