Şeytan Kalesi, Türkiye'nin kuzeydoğu sınrıındaki Ardahan'ın Çıldır ilçesinde, bu ilçeye bağlı Yıldırımtepe köyünün 1.5-2 km kuzeyinde yer almaktadır. Kale, kuzey, güney ve doğu yönlerinde Karaçay Vadisi ile çevrili oldukça dik ve kayalık bir yarımada üzerinde yer almaktadır. Mimari özellikleri sebebiyle tipik bir Ortaçağ kalesidir. Şeytan Kalesi'nin en dikkat çeken noktası, kalenin hemen dışında, batıdaki kalenin ve toprağın doğal yapısına sahip duvarlarının oluşturduğu üçgen alandır. Şeytan Kalesi’nin ana burcu, merkezi bir şekilde arazinin batı kenarının zirvesine oturtulmuş ve bu merkezden iki kol halinde ayrılan kale duvar ve burçları yükseltinin sınırları boyunca ilerletilmiştir. Şeytan Kalesi'nin en dikkat çekici noktası, batı kenardaki ana burcun ve beden duvarlarının arazinin doğal yapısı ile birlikte oluşturduğu, kalenin hemen dışındaki üçgen formlu alandır. Ortaçağ askeri mimarisinde bilinen bir savunma sistemi, burada iki burç arasındaki kale kapısının hemen dışına zekice uygulanmıştır. Bu savunma yapılanmasının yanı sıra, kaleye yaklaştıkça arazi eğimi de artmaktadır. Ortaçağ döneminde Şeytan Kalesi'ni ele geçirmenin en az zararlı yolu bu kaleyi kuşatma altına almak olmalıdır. Kalenin içinde bir Ortaçağ şapeli, bu şapelin 23 m kuzeydoğusunda dairesel planlı bir sarnıç ve kalenin güneybatı surlarına bitişik olarak inşa edilmiş ve muhtemelen bir depo olarak kullanılan dikdörtgen planlı bir yapı vardır. Ayrıca, sarnıcın kuzey ve kuzeybatısında temel düzeyinde korunan bazı kalıntılar da gözlenmektedir. Buradaki harabelerin işlevini anlamak için arkeolojik bir kazı gereklidir. Kaledeki seramik buluntular çoğunlukla ortaçağ içlerine, İ.S. 10.-13. yüzyıllar arasına aittir. Ayrıca, 2017 yılı yüzey araştırmasında İ.Ö. 5. ve 4. yüzyıllara ait olması gereken seramik parçaları da tespit edilmiştir. Bu buluntular, Ortaçağ öncesinde alanda bir faaliyet olduğunu göstermektedir. Ancak böyle bir durumda dâhi, birkaç seramik parçası baz alınarak bu Ortaçağ kalesinden önce daha erken tarihli bir kalenin var olduğu sonucu, şu an için kesin olarak çıkarılamaz. Araştırılması gereken arkeolojik veriler esas olarak mimari bulgulardır. Kalede ve yakın çevresinde, herhangi bir antik yapıya ait mimari bir kalıntı henüz saptanamamıştır. Alanın kronolojisini anlamak için burada bir arkeolojik kazı yapılması gerekmektedir. Alanın Ortaçağ öncesindeki vaziyeti ancak kapsamlı bir kazı çalışması sonucunda aydınlığa kavuşturulabilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 5 |
BELGÜ Dil ve Edebiyat Dergisi