Demiryolu sistemlerinin ulaştırma alanında kullanılması, 1800’lü yılların en önemli gelişmeleri arasında yer almıştır. Batı ülkeleri, hızla demiryolu hatları/ağları inşa ederken, sadece kendi coğrafyalarında değil; aynı zamanda Asya’ya yönelik de çeşitli araştırmaların ve rekabetin içine girmişlerdir. İngiltere, daha 1830'lu yıllarda, Ferdinand de Lesseps'in Mısır'da ortaya koyduğu yaratıcı çalışmalar başlamadan önce, Küçük Asya’dan Hindistan’a doğrudan bir ulaşım hattı, yeni bir güzergâh oluşturmaya çalışmıştır. Bu akut hale gelen soruna ilk pratik cevabı veren kişi ise, Albay Chesney olmuştur. Kısa süre içerisinde, Fırat Nehri’nin gemi seferlerine uygunluğuna yönelik incelemeler başlatmıştır. 1868’e gelindiğinde ise, Suriye’nin Trablusşam (Tripoli) Limanı’ndan, Humus yoluyla Suriye'nin kuzeyindeki çöl boyunca Fırat’a kadar bir demiryolunun keşfi için bir İngiliz firması teknik çalışmalar yapmıştır. Ancak, ülkedeki ekonomik ve siyasi vaziyetin sıkıntılı olması dolayısıyla şirketin girişimleri destek görmemiştir. Zaman geçtikçe rekabetçi kara hatları inşa etme ihtiyacı hat safhaya varmıştır. Böylece 1872'de Türk yönetimi nihayetinde Asya’da (Anadolu-Suriye-Irak) demiryolları oluşturma fikrini ciddi anlamda gündemine almıştır. Tasarlanan hatlardan bir tanesi de, 475 km uzunluğundaki Birecik-Urfa-Diyarbakır-Mardin demiryolu hattı olmuştur. Urfa, bölgenin önemli bir şehri olup, nüfusu 40 bine varmıştır. Şehir, seramikçilik, silah imalatı, yün ve nitelikli üzüm üretimiyle tanınmıştır. Çalışmayla; Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerine ışık tutması bakımından, demiryolları üzerine yapılacak araştırmaların yol gösterici bir rol üstleneceği kaydedilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 1 |
The publication rights of the articles accepted for publication and all kinds of copyrights in the published articles belong to the journal. No copyright is paid to the author.