Bilginin temel bir üretim faktörü olarak kabul görmesinden bu yana, gelişmiş sanayi toplumlarının bir sonraki
evresi bilgi toplumu olarak nitelendirilmektedir. Bilginin üretilmesi, dağıtılması ve uygulanması işlemlerinin
çoğunlukla elektronik ortamda gerçekleşmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerine (BİT) olan ihtiyacı arttırmaktadır.
Bundan dolayı, günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki hükümetler, bilgi ve iletişim teknolojilerini
kullanarak toplumsal ve ekonomik yapılarını geliştirmek ve bilgiye dayalı bir ekonomiyi gerçekleştirmek
istemektedirler. Toplumun her kesiminin bu teknolojilere adil bir şekilde erişiminin sağlanması, ülkelerin bilgi
toplumuna ulaşma idealinin en büyük göstergelerinden birisi olarak kabul görmektedir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla yaygınlaştığı bu yeni süreçteki temel gözlemlerden birisi, bu teknolojilere erişim
konusunda ülkeler ve ülkelerin bölgeleri arasındaki eşitsizliklerdir. BİT erişiminde yaşanan eşitsizlikler, bilişim
alanına “dijital (sayısal) uçurum, sayısal bölünme, sayısal eşitsizlik” gibi kavramları dahil etmiştir. Sayısal uçurum,
farklı sosyoekonomik düzeydeki bireylerin, firmaların veya ülkelerin BİT erişim ve kullanımında yaşadığı eşitsizlik
olarak tanımlanmakta ve hemen hemen bütün ülkelerde bu eşitsizliğin giderilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Bu çalışmalarda sayısal uçurumun niçin ortaya çıktığı, ne gibi sorunlara yol açtığı, nasıl ölçülebileceği ve sorunun
çözümü için kısa ve uzun dönemde neler yapılabileceği gibi sorulara cevap aranmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki sayısal uçurum olgusunun çeşitli açılardan incelenmesidir. Bu araştırmada, BİT
kullanımına yönelik kriterler ile ilgili istatistiki bilgilerin değerlendirilmesi yapılmıştır. Türkiye’nin BİT kullanımı
konusunda ortaya koyduğu performansın başarı derecesi, OECD ülkeleri çerçevesinde yapılan bir mukayeseyle ortaya
konmaya çalışılmıştır. Bu araştırma iki temel sonucu ortaya çıkarmıştır. Bunlardan ilki, Türkiye’nin BİT alanında
sürekli ve önemli bir ilerleme kaydetmekte olmasına rağmen, OECD ülkeleri ile olan karşılaştırmalı performansının
oldukça zayıf kalmasıdır. Diğer önemli sonuç ise, Türkiye’nin kent ve kır bölgeleri itibariyle belirli bir sayısal uçurum
görüntüsünü sürdürmekte olmasıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 7 Issue: 1 |