Following the II. World War, there was a huge devastation and without state intervention it was not probable to reconstruct infrastructure and reinvigorate industry. Under these conditions in order to rejuvenate the economy and heal the havoc of the war, state intervention was pleased by large parts of society. Keynesian-Weberian structures accordingly were associated with development until mid 1970’s but in that time Weberian large bureaucracy was connected with poor performance, inefficiency and financial deficit. The proposals to rehabilitate the illnesses of Keynesian Weberian state were based upon neo-liberal principles and called New Public Management which became vogue in Europe and suggested to limit the boundary of state activities. One of its concrete outcome is huge transfers of state owned assets and public services to the private sector. Following the privatization and pervasion of the market, the boundary between public and private blurred which created a growing suspicion upon the violation of public interest on the part of citizens. This article aims at contributing to understand the nature and principles of both sides upon major areas.
keynesian welfare state centrally planned development neo-liberalism privatization publicbenefit
II'nin ardından. Dünya Savaşı, büyük bir yıkım oldu ve devlet müdahalesi olmadan altyapıyı yeniden inşa etmek ve sanayiyi canlandırmak mümkün değildi. Bu koşullar altında ekonomiyi canlandırmak ve savaşın yarattığı tahribatı iyileştirmek için devlet müdahalesi toplumun büyük bir kesimi tarafından memnuniyetle karşılandı. Keynesyen-Weberci yapılar buna göre 1970'lerin ortalarına kadar kalkınma ile ilişkilendirildi, ancak o zaman Weberyen büyük bürokrasi düşük performans, verimsizlik ve mali açık ile bağlantılıydı. Keynesyen Weberci devletin hastalıklarını iyileştirme önerileri neo-liberal ilkelere dayanıyordu ve Avrupa'da moda haline gelen ve devlet faaliyetlerinin sınırlarını sınırlamayı öneren Yeni Kamu Yönetimi olarak adlandırıldı. Bunun somut sonuçlarından biri, devlete ait varlıkların ve kamu hizmetlerinin özel sektöre devasa transferleridir. Piyasanın özelleştirilmesi ve yaygınlaşmasının ardından, kamu ve özel arasındaki sınır bulanıklaştı ve bu da vatandaşlar tarafından kamu yararının ihlal edildiğine dair artan bir şüphe yarattı. Bu makale, ana alanlarda her iki tarafın doğasını ve ilkelerini anlamaya katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
keynesyen refah devleti merkezi planlamacı kalkınma neoliberalism özelleştirme kamu yararı
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 23 Sayı: 2 |
Twitter Google Akademik Academia.edu
@DergisiBilgi Bilgi Dergisi Google Akademik Hesabı Bilgi Dergisi Academia.edu Hesabı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.