İnsanoğlunun tarih boyunca gelişimini sağlayan ve farklı bilim dallarını ortaya çıkaran en önemli beşeri unsurlardan biri şüphesiz “merak”tır. Bu bilme isteği ve keşfetme içgüdüsü sayesinde dünyanın uzak coğrafyalarına ulaşmış, canlıların vücudunun işleyiş mekanizmalarını öğrenmiş, evrenin yaratılışından başlayarak geçmişimiz ile bugünümüz arasında bağlantı kurabilmişizdir. İşte 1889 yılında Kuça’da bulunan İngiliz subay Bower tarafından Avrupa’ya getirilen ve Gupta döneminde Sanskrit dili ve Brahmi alfabesiyle yazılmış olan bir kayın ağacı kabuğu yazması da, XX. yüzyılda büyük uygarlıkların keşfedilmesi umutları ile başlayan Doğu Türkistan arkeolojik seferlerinin tetikleyicisi olmuştur. İngilizler, Ruslar, Fransızlar, Japonlar, İsveçliler ve Finliler, özellikle Turfan ve Dunhuang’da, farklı dil ve alfabe kullanan kavimlerin, başta Budizm olmak üzere benimsedikleri dinlere ait olan mimari kalıntılar, duvar resimleri, el yazmaları, minyatürler ve heykelleri kazılarla ortaya çıkararak çoğunu ülkelerindeki müze ve kütüphanelere taşımışlardır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Book Reviews |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 85 |
Ahmet Yesevi University Board of Trustees