“Bir araya getirilmiş, derlenmiş, toplanmış” anlamlarında Arapça
kökenli bir kelime olan mecmua, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında, çoğunlukla bireysel beğeniler ışığında oluşturulmuş her konudan
seçkinin genel adıdır. Osmanlı dönemi Türk edebiyatının önemli
metinlerinden olan mecmular ve bunların bir grubunu oluşturan
şiir mecmuaları (mecmua-i eş’ârlar), kolektif tüketilen ve kendilerini
yenileyebilen eserlerdir. Konu yelpazesi çok geniş olan mecmualar
içinde özellikle nazire, şiir, inşa ve latife mecmuaları edebiyat biliminin inceleme alanına dâhildir. Şiir mecmualarının genel adı olan
mecmua-i eş’âr, döneminde şiir meclislerinde okunan, dolayısıyla
döneminin şiir zevkine ışık tutan ve farklı şairlerin şiirlerinin bir
mürettip (düzenleyici) tarafından bir araya getirilerek bugünkü antoloji işlevini gören metinlerdir. Bu makalede, mecmua ve mecmua-i
eş’ârın, Kafzâde Faizî’nin Zübdetü’l-Eş’âr’ı ve zeyllerinde bilinen terim
anlamı dışında kazandığı anlamlar değerlendirilmiş ve şairin kendi
şiirlerini topladığı müsvedde hâlindeki divan/defter anlamında kullanıldığı tespit edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 86 |
Ahmet Yesevi University Board of Trustees