Kur’ân’ın anlaşılması,
ayetleri oluşturan herbir lafzın anlaşılmasına bağlıdır. Ancak lafızları
oluşturan isim, fiil ve harfler lugat anlamlarıyla değil, cümle içindeki
sistemden elde ettikleri anlamlarla anlaşılmalıdır. Zira anlam, tek tek
lafızlardan değil, cümleyi îrâd eden irâdenin maksadını ifâde etmesi için
cümleye yüklediği sistemden elde edilir. “قبل” ve “بعد”
sözcükleri, ayetleri zamansal açıdan anlamca tamamlayan iki kelimedir. Arap
Dili açısından cümlelerin anlamını zaman ve mekan açısından tamamladığında
kuşku olmayan bu iki kelime, Kur’ân’da sadece zamansal açıdan kullanılmıştır.
Bu iki kelimenin Kur’ân’daki kullanım durumlarına göre, anlam da değişmekte,
yeni boyut ve derinlikler kazanmaktadır. Farklı eklerle de kullanılabilen bu
iki kelime, karşılıklı anlamlarını ödünç de alabilmektedirler. Özellikle
başlarına “من” harf-i cerrinin gelmesiyle ayetlere kattıkları ince anlam ve
nükte, Kur’ân’ın maksadını üslup ve belâgat açısından zenginleştirmesinin yanı
sıra, ayetlerin anlamlarına fıkhî ve itikâdî birtakım hükümler de izâfe
etmektedir. Kur’ân’da her iki kelime çok yaygın bir kullanıma sahip olmasına
rağmen, Kur’ân’ın anlaşılmasına yönelik vücuda gelen takdîre şâyân literatürde
yeterli ilgiyi gördüğünü söylemek pek de mümkün değildir. Bu çalışma, söz
konusu iki kelimenin Kur’ân’daki kullanım hallerini ve manaya olan katkısını
konu edinmekle, bu yönde mütevazi bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2017 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |