Son yıllarda Müslümanların kutsallarına karşı yürütülen sözlü ve fiili hakaret içerikli eylemler sistematik bir şekilde artarak devam etmektedir. Söz konusu hakaret ve aşağılayıcı faaliyetlerin önemli bir kısmının Hz. Peygamber’e yönelik olduğu görülmektedir. Hiç kimsenin bir başkasının şeref ve onurunu incitici sözlü veya fiili davranışlarda bulunma hakkı yoktur. Kişisel hakların ihlâli anlamına gelen söz ve davranışlar bütün hukuk sistemleri tarafından suç kapsamında değerlendirilip cezai yaptırım öngörülmüştür. Hz. Peygamber’e hakaret suçu kişisel bir hak ihlâlinin ötesinde, tüm Müslümanların kutsal değerlerine yönelik olduğu için, nitelikli bir suç olarak kabul edilmesi daha doğrudur. Hz. Peygamber’e hakaret suçunun Müslüman bir kişi tarafından işlenmesi ayrı bir suç türü olan irtidâd kapsamında değerlendirildiği için, çalışma Müslüman olmayan kişilerin Hz. Peygamber’e hakaret suçu ile sınırlandırılmıştır. İslâm hukuk literatüründe Müslüman olmayan kişinin Hz. Peygamber’e hakaret suçu çoğunlukla “ukûbât” başlığının dışında, zimmet akdi/vatandaşlık hukuku çerçevesinde ele alınmaktadır.
Ayrıca konu hakkında müstakil eserler de kaleme alınmıştır. Farklı görüş sahipleri bulunmakla birlikte, Hz. Peygamber’e hakaret suçunun cezasının ölüm olduğu konusunda genel bir kanaat bulunmaktadır. Makalede Hz. Peygamber’e hakaret suçu karşılığında öngörülen ölüm cezasının dayanakları üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda konuyla ilgili rivâyetler eleştirel bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Ayrıca konu suç-ceza uygunluğu açısından ele alınmakta ve Hz. Peygamber’e hakaret suçunun cezası konusunda yeni bir yaklaşım sunulmaktadır. Bu bağlamda söz konusu suç kapsamında öngörülen ölüm cezasının suç-ceza uygunluğu ile bağdaşmadığı ortaya konulmaktadır.
Yok
In recent years, there has been a systematic increase in the number of verbal and actual insults against the holy places of Muslims. It is seen that a significant portion of these insulting and humiliating activities are directed against the Prophet Muhammad. No one has the right to engage in verbal or actual acts that hurt the honor and dignity of another person. Words and behaviors that violate personal rights are considered as crimes by all legal systems and criminal sanctions are envisaged. Since the offense of insulting the Prophet is not only a violation of personal rights, but also against the sacred values of all Muslims, it is more appropriate to consider it as a qualified crime. Since the crime of insulting the Prophet by a Muslim person is considered within the scope of apostasy, which is a separate type of crime, the study is limited to the crime of insulting the Prophet by non-Muslims. In the Islamic legal literature, the crime of insulting the Prophet by a non-Muslim is mostly dealt with outside the heading of "ukūbāt" within the framework of the dhimma contract/citizenship law. Detached works have also been written on the subject. Although there are different opinions, there is a general opinion that the penalty for the crime of insulting the Prophet is death. This article focuses on the bases of the death penalty for the crime of insulting the Prophet. In this context, the narrations on the subject are evaluated from a critical perspective. In addition, the issue is discussed in terms of crime-punishment compatibility and a new approach to the punishment for the crime of insulting the Prophet is presented. In this context, it is revealed that the death penalty envisaged within the scope of the crime in question is incompatible with the crime-punishment compatibility.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 51 |