The purpose of this article is to analyze Dilthey's philosophical project. Our basic problem is why Dilthey wanted to constitute a theory of knowledge. Dilthey aimed to determine field of human sciences in terms of method by constituting a theory of knowledge. That is known as his philosophical project. He also criticized existing theories with a view to determining his own position. In this article, we will evaluate Dilthey's project in detail. German philosopher Wilhelm Dilthey has made significant contributions in human sciences in the 19th Century, for this reason, he is considered the prominent representative of the human sciences. Dilthey aimed to separate the human sciences from the natural sciences and to determine the autonomous field of the humanities and social sciences. Dilthey emphasizes this purpose in detail in his work titled The Formation of the Historical World in the Human Sciences, in which he attempts to ground the human sciences in terms of subject-matter and method. According to Dilthey, human beings have a life in which they become aware of their own existence. Hence, they participate in life with a view to understanding their existence. Dilthey thinks that inner experience can be understood historically, so he resorts to history in his theory of knowledge. He distinguishes between "Explanation" and "Understanding". According to him, while the concept of explanation belongs to natural sciences, the concept of understanding belongs to human sciences. Dilthey argues that there is the highest form of understanding. The highest form is to understand the whole itself which includes individual experiences by starting from individual experiences. According to him, best example of this form is hermeneutics. Hermeneutics enables human beings to understand themselves in structure to which they belong.
Bu çalışma, Dilthey’in, tin bilimlerinin temellendirilmesi açısından oluşturmaya çalıştığı felsefi projesini konu edinmektedir. Temel problemimiz, Dilthey’in felsefi projesinin açığa çıkma koşullarının ve bu projenin genel hatlarının ne olduğu üzerinedir. Dilthey, döneminin önemli tartışmalarından birisi olan, doğa ve insan bilimleri arasında ne gibi farkların olduğuna yönelik tartışmayı ele alıp, kendisinin tin bilimleri olarak adlandıracağı insan bilimleri için metodolojik açıdan bir temellendirme vermek ister. Çünkü o dönemde insan bilimleri, doğa bilimlerinin etkisinde kalmış ve ağırlıklı olarak doğa bilimlerinin yöntemini kullanmıştır. Dilthey, bu tutumun yanlış olduğunu düşünerek doğa bilimlerinin etkili olan paradigmalarının, insan ve insanın içerisinde yer aldığı toplumu anlamlandırmakta nasıl yetersiz kaldığını çözümlemek istemektedir. Nitekim, eğer tin bilimleri, bağımsız bir alan olacaksa ve aynı zamanda nesnel ölçekte sonuçlar verecekse kendisine ait yapısal çerçevesinin olması gerektiğini düşünmektedir. Bunun sonucunda ise insan bilimlerine yönelik kendi modelini temellendirmek istemektedir. Bu temellendirmede, kendisinden sonraki felsefeyi etkileyebilecek önemli fikirleri öne çıkmıştır. Tarihsellik ve hermeneutik bu fikirlerdendir. İnsanın tarihsel bir varlık olduğunu vurgulaması bakımından tarihsellik fikrini ön plana çıkarmıştır. Benzer biçimde, insanın bütünselliğini idrak etmenin anlamlandırma ile mümkün olduğunu ve bu anlamlandırmanın da hermeneutik ile sağlandığı ifade ederek hermeneutik fikrini vurgulamıştır. Fakat her iki kavramı da geleneksel anlamlarından farklı olarak, amaçladığı proje kapsamında felsefi bağlamda ele almıştır. Bu çalışma, Dilthey’in bu projesini genel çerçevesiyle ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Logic |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2024 |
Submission Date | May 22, 2024 |
Acceptance Date | September 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 52 |