The Meccans, who came across Islam when Prophet Mohammed was given the duty of revelation at the beginning of the 7th century, showed a great level of resistance which caused the Muslims to migrate to Medina and which after that continued until the conquest of Mecca. The people of Mecca did not form a homogenous population in terms of social status. On one side, there were the rich elites, who were the members of royal families, and on the other side, there were the commoners of which the majority was from the low-income group. In this respect, it is important to detect the social status of the anti
Miladî VII. yüzyılın başlarında Hz. Muhammed’e risâlet vazifesi verilmesi ile birlikte İslâm ile tanışan Mekkeliler, Müslümanların Medine’ye hicreti ile sonuçlanan ve sonrasında Mekke fethine kadar devam eden sert bir muhalefet sergilediler. Mekke sakinleri sosyal statü olarak homojen bir toplum değildi. Bir tarafta soylu ailelerden oluşan servet sahibi ileri gelenler, diğer tarafta ise çoğunluğunun alt gelir grubunun oluşturduğu avam tabakası vardı. Bu noktada İslâm daveti ile birlikte ortaya çıkan ve “inkârcılar” olarak nitelenen İslâm karşıtı muhalefetin sosyal statüsü tespit edilmesi önem arz etmektedir. Mekke dönemi boyunca işkence, baskı ve bunların neticesinde gerçekleşen Habeşistan hicretlerinin akabinde Hz. Peygamber ve beraberindeki Müslümanların yurtlarını bırakarak Medine’ye yerleşmelerine neden olan süreç daha iyi anlaşılacaktır. Bunu tespit etmek için elimizdeki en güvenilir kaynak Kur’ân ayetleri ve bu ayetlerin arka planını anlatan ilk el eserlerde aktarılan rivayetlerdir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 2 Issue: 1 |