Sanayi devrimi ile birlikte ulaşım ve teknolojideki
hızlı gelişme küreselleşmenin alt yapısını hazırlamıştır. Sanayi devrimi ile
artan üretim ve hammadde ihtiyaçları insanların ülke dışına yönelmelerine neden
olmuştur. Deniz ve demiryolu ulaşımının gelişmesi, ulaşım ağlarını
güçlendirirken, ülkelerin birbirleriyle hızla temasa geçmelerini sağlamıştır.
Bu doğrultuda dünya hızla küreselleşme serüvenine girerken, dünya ayrıca ekonomik
ve ticari olarak da küreselleşmeye başlamıştır. Bu bağlamda ekonomik
küreselleşme temel olarak iki farklı aşamada ortaya çıkmıştır. Bu aşamalardan
birincisi ticari ekonomik serbestlik ikincisi ise finansal ekonomik
serbestliktir. Ticari ekonomik serbestleşme, mal ve hizmet ticareti üzerindeki
engelleme, tarife ve kontrollerin kaldırılması, uluslararası ticaretin serbest
bir şekilde yapılmasını kapsamaktadır. Finansal ekonomik serbestleşme ise
finansal piyasaların üzerindeki kontrol ve sınırlamaların kaldırılarak, ulusal
ve yerel finans piyasalarının uluslararası piyasalara uyumlu hale getirilmesini
kapsamaktadır.
Ekonominin küreselleşme ile birlikte gittikçe önem
kazanmaya başlayan uluslararası ticaret, ülkeleri gerek ham madde bakımından,
gerekse de işlenmiş mal ve hizmetler bakımından birbirlerine bağımlı hale getirmiştir.
Bu bağlamda ülkeler arasında gittikçe artan dış ticaret, kimi zaman ülkelere
olumlu katkı sağlayıp, o ülke vatandaşlarının refah seviyelerini yükseltirken,
kimi zaman da bazı ülkeleri ithalat bağımlısı haline dönüştürüp, o ülkeleri
üretim toplumundan, tüketim toplumuna dönüştürmektedir. Dolayısıyla günümüzde hiçbir
ülke, birçok ülke için kaçınılmaz olan, dış ticaret açığı vermek
istemeyecektir. Fakat ülke dış ticaret açığı vermekten kaçamıyorsa da bu açığı
minimize etmeye çalışacaktır. İşte bu noktada ülkeler korumacı politikalar diye
adlandırdığımız dış ticaret engelleri ile kurlara müdahale etme gibi kartlarını
devreye sokarak ticaret savaşlarına neden olmaktadırlar. Ticaret savaşlarının
en şiddetlisi 1929 krizi dönemlerinde yaşanırken, savaş sonrası dönemlerde
küçük çaplı olsa da günümüze kadar ulaşmıştır. Bu bağlamda bu çalışmada son
zamanlarda Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında çıkan korumacı
politikalar ile ticaret savaşları ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 7 Issue: 2 |