The field of knowledge aimed at ensuring that the fundamental principles of Islamic belief are correctly understood, explained, adopted by believers, and that attacks against this belief are repelled, is called Kalam. With the formation of the Kalam discipline towards the end of the 2nd Hijri century many different schools of thought emerged within this field. One of these schools of thought that emerged in the history of Kalam is Māturīdism. Māturīdism is a school of thought that originated in the Samarkand region, predominantly populated by Turks. The Samarkand region stands out compared to other areas due to its role as a fertile ground for philosophical and theological thoughts. It is inevitable that this philosophical and theological intellectual structure has influenced the character of the Māturīdī school. With this, at the same time, it is based on the thoughts of Abū Ḥanafī (d. 150/767) in its intellectual background, it is a structure developed epistemologically, theologically, and philosophically by Abū Mansūr al- Māturīdī (d. 333/944). In the development of this structure, there is no doubt that many of Māturīdī’s students and followers who came after him played a significant role in following and expanding his system. Among these was ʿAlāʾ al-Dīn al-Usmandī (d. 552/1157), who, like Māturīdī, lived in the Samarkand region, who contributed to Māturīdī’s Kalam thought by writing an independent work titled Lubāb al-Kalām and defended this thought in the 6th Hijri century, 12th century CE. Usmandī is a Kalam scholar who attempted to prove that the correct understanding and defense of Islamic faith could be based on the Māturīdī perspective by referencing the fundamental principles of Māturīdī’s Kalam thought. In this study, his approach that emphasizes the relationship between Allah and humans in grounding human freedom, as well as his development of a theology that combines textual and rational elements has been examined. In addressing human freedom, its limits, its power, Usmandī tried to explain these concepts by focusing on key terms commonly used in Kalam terminology, such as will, knowledge, power, action, creation, acquisition, ability, responsibility, origin, fate, and divine decree. Particularly in this matter he engaged in debates with the Jabriyyah and Muʿtazilah but considered the Muʿtazilah as his main rival, directed his criticism towards them. The main reason for this is that the Muʿtazilah belief is that humans are the creators of their actions and thus exclude human actions from the scope of the Qur’ānic verse stating that Allah is the creator of everything is a situation that neither Sunni thought nor Usmandī accepts. Usmandī’s approach to grounding human freedom by centring on the Muʿtazilah is a method also employed by the founder of the school, Māturīdī. This has necessitated that Usmandī apply a comparative method in explaining the issue and resolving the resulting problems. Both references to other sources of Sunni thought and works by the Muʿtazilah Kalam scholars have been used to ensure the clarity of the topic and the consistency of the criticisms.
İslam’ın temel esası olan inanç ilkelerinin doğru bir biçimde anlaşılması, anlatılması, inananları tarafından benimsenmesini sağlamayı ve bu inanca karşı yapılacak saldırıları bertaraf etmeyi amaç edinen ilim dalının adı Kelâm’dır. Kelâm ilmi hicri 2. asrın sonlarından itibaren teşekkül etmesiyle birlikte bu ilim dalı içerisinde pek çok düşünce ekolü ortaya çıkmıştır. Kelâm düşünce tarihinde ortaya çıkan bu ekollerden birisi de Mâtürîdîliktir. Mâtürîdîlik çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Semerkand bölgesinde ortaya çıkan bir düşünce ekolüdür. Semerkand bölgesi özellikle felsefi ve kelâmî düşüncelerin mümbit olduğu bir coğrafya olması yönüyle diğer bölgelere göre ön plana çıkmaktadır. Bu felsefi ve kelâmî düşünsel yapının Mâtüridîlik ekolünün karakterinde etkili olması kaçınılmazdır. Aynı zamanda fikri arka planında Ebû Hanîfe’nin (ö. 150/767) düşüncelerine de dayanmakla birlikte epistemolojik, teolojik ve felsefi olarak Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) oluşturmuş olduğu yapıdır. Mâtürîdîliğin geliştirilmesi noktasında hiç şüphesiz Mâtürîdî’den sonra gelen ve onun sistemini takip eden pek çok öğrencisi ve müntesibi olmuştur. Bunlar arasında Mâtürîdî gibi Semerkand bölgesinde yaşamış, Mâtürîdî kelâm düşüncesine Lübâbü’l-kelâm adıyla müstakil bir eser yazarak katkıda bulunan ve bu düşüncenin hicri 6, miladi 12. yüzyılda savunusunu yapan Alâüddîn el-Üsmendî (ö. 552/1157) yer almıştır. Üsmendî, Mâtürîdî kelâm düşüncesinin temel dayanaklarını referans alarak İslam dininin inançla ilgili doğru anlaşılma ve savunusunun Mâtürîdî anlayış temelli olabileceğini ispatlamaya çalışmış bir kelâm âlimidir. Bu çalışmada onun insan özgürlüğünü temellendirmede Allah-insan iletişimini ön plana çıkaran yaklaşımı ve naklî-akli bir teoloji ortaya koyması irdelenmiştir. Üsmendî insanın özgürlüğünü, sınırlarını, gücünü ele alırken kelâmî terminolojide sıkça kullanılan irade, bilgi, kudret, fiil, halk, kesb, istitâat, teklif, tevellüd, kader, kaza gibi kavramları merkeze almak suretiyle izah etmeye çalışmıştır. Özellikle bu hususta Cebriyye ve Mu‘tezile ile tartışmalara girmiş ancak düşünce planında rakip olarak Mu‘tezile’yi almış, eleştirilerini onlara yapmıştır. Bunun temel sebebi ise, Mu‘tezile’nin, insanı, fiillerinin yapıcısı, icat edeni olarak kabul edip Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğundan bahseden ayetin kapsamından insan fiillerini istisna tutması gerek Sünnî düşüncenin gerekse Üsmendî’nin kabul etmediği bir durumdur. Üsmendî’nin Mu‘tezile’yi merkeze alarak insan özgürlüğünü temellendirme yaklaşımı mezhebin kurucusu Mâtüridî’nin de uyguladığı bir metottur. Bu da Üsmendî’nin bu meseleyi izah etme ve ortaya çıkan problemleri çözüme kavuşturma noktasında karşılaştırmalı bir yöntemi uygulamasını gerekli kılmıştır. Gerek Sünnî düşünceye ait diğer kaynaklar gerekse Mu‘tezile kelâm âlimlerinin yazdığı eserlere de referanslarda bulunulmak suretiyle konunun anlaşılırlığı ve eleştirilerin tutarlılığı sağlanmaya çalışılmıştır.
MAKALE HAZIRLANIRKEN FAYDALANILAN KAYNAKLAR DİPNOT VE KAYNAKÇADA BELİRTİLMİŞ OLUP KAYNAKSIZ HİÇBİR BİLGİ KULLANILMAMIŞTIR.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Kalam |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | August 1, 2024 |
Acceptance Date | December 12, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 26 Issue: 26 |
Bozok University Journal of Faculty of Theology (BOZIFDER) is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-Non-Derivatives 4.0 International Licence (CC BY NC ND).