ÖZET
Amaç: Bu çalışmada üriner sistem taşı olup müdahale öyküsü bulunanlarla primer hastaların preoperatif ve
peri-operatif sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Lokal etik kurul onayı alındıktan sonra Ekim 2018–Ocak 2019 tarihlerinde her iki merkezde üriner sistem taşı nedeniyle ameliyat edilen hastalar içerisinden şok dalga litotripsi veya taş cerrahisi
öyküsü olmayan 152 primer hasta Grup 1, müdahale öyküsü olan 232 hasta ise Grup 2 olarak çalışmaya
alındı.
Bulgular: Demografik özellikler iki grupta benzer bulundu. Düşük sosyoekonomik düzey ve düşük eğitim
düzeyi olanlar büyük çoğunluğu oluşturmaktaydı. Son 1 yılda yapılan BT görüntüleme sayısı sekonder hastalarda istatistiksel olarak daha fazlaydı (p<0,001). Grup I’de üreter taşları çoğunluğu oluşturmaktayken; Grup
2’de böbrek taşları istatistiksel olarak daha fazlaydı. Taş sayısı primer hastalarda daha düşüktü (p<0,001).
Uygulanan baskın prosedür Grup 1’de ureterorenoskopi (URS), Grup 2’de retrograd intrarenal cerrahiydi
(RİRC) (p<0,001). Primer hastaların başarı oranı daha yüksek bulundu (p=0,015). Postoperatif medikal tedavi
verilenler sekonder hastalarda daha yüksek bulundu (p<0,001). Her iki grup arasında beslenme ve fiziksel
aktivite alışkanlığı alışkanlıkları açısından istatistiksel farklılık gözlenmezken; sigara kullananlar Grup 2’de
daha yüksek orandaydı (sırasıyla %44,1,%52,2, p=0,044).
Sonuç: Üriner sistem taş hastalarının yaklaşık yarısı hayatları boyunca tekrar nüks etmektedir. Sekonder olan
bu grupta taş sayısı ve rezidüel fragman kalma ihtimali daha yüksek bulundu. Taşların yerleşimi de sekonder
grupta sıklıkla böbrekte olduğu için başarı göreceli olarak daha az bulundu. Taş protokollü bilgisayarlı tomografinin ve postoperatif medikal tedavinin sekonder hastalarda kullanımı daha fazla bulundu. Daha önce
taş öyküsü bulunmasının bu konuda etkili olduğunu düşünmekteyiz. Sonuç olarak, sekonder taş hastalarının
yönetimi daha zorlu görünmektedir.
Anahtar Kelimeler: Müdahale Öyküsü; Nüks; Önceki Müdahale; Primer; Sekonder; Ürolitiyazis
ABSTRACT
Objective: We aimed to compare the preoperative and per-operative outcomes of patients with urinary
tract stones with a history of intervention.
Material and Methods: Patients who underwent surgery in our clinic for urolithiasis between October 2018
and January 2019 were included in the study. Of the 384 patients, 152 primary patients without shock
wave lithotripsy or stone surgery were included in Group 1, and 232 patients with intervention history were
included in Group 2
Results: The number of computed tomography scans performed in the last 1 year was statistically higher in
secondary patients (p <0.001). In Group I, ureteral stones constitute the majority; renal stones were significantly higher in Group 2. Stone number was lower in primary patients (p <0.001). The dominant procedure
was ureteroscopy (URS) in Group 1 and retrograde intrarenal surgery (RIRS) in Group 2 (p <0.001). The success rate of primary patients was higher (p = 0.015). The use of postoperative medical treatment was higher
in secondary patients (p <0.001). There was no statistical difference between the two groups in terms of
nutritional and physical activity habits.
Conclusion: The number of stones and residual fragments were found to be higher in secondary group. The
success of the surgery was relatively lower in the secondary group. The use of computed tomography and
postoperative medical therapy were more common in secondary patients. We think that the presence of
a history of stone was effective in this regard. As a result, management of secondary stone patients seems
more challenging.
Keywords: History Of İntervention; Recurrence; Previous İntervention; Primary; Secondary; Urolithiasis
ÜRİNER SİSTEM TAŞLARINDA ÖNCEKİ MÜDAHALELERİN PREOPERATİF FAKTÖRLERE VE POSTOPERATİF SONUÇLARA ETKİSİ: İKİ MERKEZLİ ANALİZ
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Original Research |
Authors | |
Publication Date | March 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 11 Issue: 1 |