Nuclear armament has been one of the important issues in the international political arena. There have been many attempts aimed at finding a comprehensive solution to the problem and the prevention of nuclear armament at the international level. Exerted efforts, so far, have laid the foundation of the next step on the way of nuclear disarmament. One of the most important steps that has increased hopes and expectations about nuclear disarmament is the “New START” treaty. The treaty, signed on 8 April 2010 between the USA and Russia and entered into force on 5 February 2011, is a product of long and arduous process. In this article, the New START treaty will be reviewed on the basis of a historical choronological perspective. The article examines the scope, purpose and prospect of the treaty that has been shaped by the changes in the international structure.
Uluslararası alandaki tartışmasız en önemli sorunlardan birini oluşturan nükleer silahlanmaya karşı, uluslararası düzeyde nükleer silahlanmanın önlenmesi, soruna ilişkin kapsamlı çözüm bulunabilmesi amaçlı pek çok girişim bulunmaktadır. Nükleer silahsızlanma yolunda harcanan her çaba, bir sonraki için ön adım olmuştur. Nükleer silahsızlanmaya ilişkin ümitleri artıran, yarınlara dair beklentileri canlı tutan önemli adımlardan bir tanesi de Yeni START Anlaşmasıdır. ABD ve Rusya arasında 8 Nisan 2010’da imzalanan ve 5 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren anlaşma oldukça uzun ve meşakkatli bir sürecin ürünüdür. Çalışmada Yeni START Anlaşması tarihsel kronolojik bir perspektifte ele alınarak incelenecektir. Soğuk Savaş yıllarından günümüze uzanan, süreç içinde uluslararası yapıdaki değişimlerin de etkisiyle biçimlenen bu anlaşmanın geçmişteki ve bugün gelinen noktadaki kapsamı, amacı ve geleceğe yönelik öngörüleri çalışma çerçevesinde irdelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2013 |
Submission Date | November 21, 2015 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 5 Issue: 8 |