Tarihî romanlar,
yazarına kurmaca ve gerçeklik arasında serbest bir hareket alanı sunması
itibarıyla eleştirel gözle okunmaya uygun bir saha oluşturur. Gerçekleri
yansıtma iddiasını taşıyan tarihî romanlarsa bu bakımdan çok daha ilgi
çekicidir. Türk edebiyatında tarihî romanlar, 2000’li yıllardan bu yana popüler
yazın’ın bir alt kategorisi olarak yeni bir atılım göstermektedir. Belgesel
nitelikli biyografik ve tarihî romanlarıyla Ayşe Kulin, bu türe katkıda bulunan
yazarlar arasındadır. İkinci Dünya Harbi, hem askeri hem de sivil birçok can
kaybına sebebiyet vermiş; yarattığı tahribat ve olumsuzluklar bakımından dünya
tarihinin en büyük felâketlerinden biri olarak hafızalara kazınmıştır. Bilhassa
Nazi güçlerinin uyguladığı ırkçı politikalar, insanlık vicdanını yaralayan hadiselerle
hafızalara kazınmıştır. Böylesi büyük bir felâketin edebî eserlerdeki
yansımalarını görmek de elbette kaçınılmaz olmuştur. Türkiye bu harbe fiilen
katılmasa bile Türk yazarlar, yaşananları yansıtan kurmaca eserler vermiştir.
Kulin'in Nefes Nefese (2002) romanı da bunlardan biridir. Bir paşa kızı olan Selva ile Yahudi Rafael
arasındaki aşk etrafında şekillenen romanda; Türkiye’nin harbe girmemek için yürüttüğü
siyaset, Nazi soykırımı ve özellikle Türk diplomatlarının Yahudileri kurtarma
çabaları ön plana çıkarılmaktadır. Bu yazıda, Yahudileri kurtarma teşebbüslerine
nasıl ve hangi şahıslar etrafında yer verildiği anlatılacak; gerçekçilik
iddiasıyla yola çıkan yazarın bu tarihsel dönemi nasıl aktardığı üzerinde
durulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 1 Issue: 2 |