Beslenme insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. İnsanlar, başlangıçta bu temel ihtiyaçlarını avcılık ve toplayıcılık yaparak karşılamışlardır. Daha sonra toprağı işlemeyi ve ekip biçmeyi öğrenen insanlar besin maddelerini kendileri üretmeye başlamışlardır. Üretim sonucunda çeşitliliğin artması ve üretilen besin maddelerinin fazlalaşması insan neslinin çoğalmasına da olanak sağlamıştır. Toprak işlemenin ve üretimin insan üzerindeki bir diğer etkisi de yerleşik hayata geçiş olmuştur. Önceleri küçük gruplar halinde yaşayan insanlar bir araya gelerek yeni yerleşim yerleri kurmuşlar ve buralarda çeşitli konularda uzmanlaşarak hayatlarını devam ettirmişlerdir.
İnsan için hayati önem taşıyan kaynaklardan biri de sudur. İnsanlık tarihinde kurulan bütün medeniyetler su kaynaklarının yakınında veya kenarında bulunmuştur. Su hayat kaynağı oluşunun yanı sıra günlük ihtiyaçların birçoğunda da insanın en büyük yardımcısı olmuştur. Alet yapıp kullanmayı öğrenen insan, zamanla suyun gücünden faydalanmayı da öğrenmiştir. Akarsuların kenarına değirmenler inşa edip, ürettikleri tahılları buralarda işlemişlerdir. Geleneksel su değirmenleri, tahılların işlendiği yer olmanın yanı sıra, insanların birbiriyle iletişim kurdukları, çeşitli alışverişlerin yapıldığı, toplumsal birikimin nesilden nesile aktarıldığı mekanlar olarak da dikkat çekmektedir. Bu mekanlar ve çevresinde türküler, çeşitli halk inanışları ve anlatılar da günümüze kadar ulaşmıştır.
Bu çalışmada Bayburt ilinde, Kabaçayır ve Balca köyleri arasında bulunan, Seymen ve Memiş ailelerine ait olan 200 yıllık su değirmeninin işleyişi, faal olduğu dönemde üretilen ürünler ve değirmen içerisindeki malzemeler incelenmiştir.
Bayburt Üniversitesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Antropoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 9 |