This paper aims to examine the autobiography of an Ottoman sipahi cavalryman called Osman Ağa in the context of first-person narratives autobiography, diary, memoir, sergüzeştname-adventure book, letter . The essential points of this autobiography are, due to the Austrian invasion the fall of Castel Lipova to which Temeşvarlı Osman went for a mission four years after the Siege of Vienna, the beginning of Temeşvarlı’s captive life in consequence, serving his master called Fischer for years, his going to Temeşvar by putting his friends to ransom, his finding money but being robbed on his way back. His taking service with another commander, fate dragging him to Vienna, his learning the language there, building his carreer as a confectioner and pastrymaker, endearing himself due to his politeness and honesty, and finally his escape across the River Danube through the peaceful environment provided by Treaty of Karlowitz, ending his twelve years of life in captivity. These adventures of Temeşvarlı record sad, hopeless and cheerful times and are examined as they present the personal observations of an Ottoman officer who fell into the hands of Christians, significant information on cultural history and, between the lines, it is also possible to read in this some folkloric elements of Rumelian Turkishness.
Bu makale, Osman Ağa adlı bir Osmanlı sipahisinin yaşam öyküsünü birinci ağızdan anlatılar otobiyografi, günce, anı, sergüzeştname, mektup çerçevesinde ele alıp incelemeyi amaçlamaktadır. Viyana Kuşatması bozgunundan dört yıl sonra Temeşvarlı Osman’ın görev için gittiği Lipova Kalesi’nin Avusturyalılar tarafından işgaliyle düşmesi, böylelikle Temeşvarlının esaret hayatının başlaması, yıllarca Fischer adlı efendisine hizmet etmesi, fidye parası için arkadaşlarını rehin bırakarak Temeşvar’a gitmesi, parayı bulması fakat dönüş yolunda soyulması, başka bir generalin hizmetine girmesi, kaderin onu Viyana’ya sürüklemesi, orada dil öğrenmesi, şekercilik ve pastacılık mesleğinde ilerlemesi, efendiliği ve dürüstlüğü ile kendini sevdirmesi ve nihayet Karlofça Antlaşması’nın sağlamış olduğu barış havasından yararlanarak Tuna Nehri üzerinden kaçması ve on iki yıllık tutsaklık hayatının sona ermesi sözü edilen otobiyografinin temel noktalarıdır. Temeşvarlı’nın bu maceraları kimi buruk kimi neşeli kimi de umutsuz zamanları içermekte olup Hristiyanlar’ın eline düşmüş bir Osmanlı subayının şahsi gözlemlerini vermesi, kültür tarihi ile ilgili çok önemli bilgiler aktarması ve Rumeli Türklüğüne ait kimi folklorik öğelerin satır aralarında okunabilmesi bakımından değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 3 |
The issue of the relevant year publishes a maximum of 25 articles, with article acceptance dates falling between 15th October and 1st May. As of October 2024, Cedrus will accept articles only in foreign languages.