Sağır ve işitme engelliler için ayrıntılı
altyazı çevirisi gibi yeni çeviri türleri veya uygulamalarının çeviribilim
sınıflarına taşınmasında çeşitli zorluklar ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki,
piyasadaki aktörlerin, çevirmenlerin ve kanalların tek tip bir uygulama
benimsememeleridir. Her kanal, izleyicilerinden aldığı dönüt ışığında, kendi
doğru bulduğu yöntemleri izleyerek belli uygulamaları benimsemektedir. Bu durum
yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada geçerlidir. Dolayısıyla, evrensel bir
ayrıntılı altyazılama kılavuzu veya uygulanması gerekenlerin sıralandığı bir
kitapçık yoktur. Bu koşullar altında, uygulayıcılar, en başarılı buldukları uygulamaları
benimserler. Çalışmanın giriş bölümünde, öncelikle ayrıntılı altyazı
uygulamalarının tarihçesi ve türün gelenekleri üzerinde durulmuştur. Girişin
ardından, bu çalışma kapsamında, çeviribilim sınıflarında, ayrıntılı altyazı eğitiminde
öğrencilere farklı uygulamaların örnek gösterilmesi yoluyla verilen eğitimin
önemi, derste incelenen iki diziden (Engelsiz Kanal D’de yayınlanan Arka Sokaklar ve Netflix’te yayınlanan Elementary dizilerinden) alınan örnekler
üzerinden gidilerek verilmiştir. Bu dizilerin ayrıntılı altyazı örneklerinin
uygulamalarındaki mantık benzerlikleri ancak uygulama farklılıkları üç temel eksen
(konuşmacının belirlenmesi, ses ve efektin belirlenmesi, nida, duygu ve vurgu
aktarımı) esas alınarak incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise, farklı
uygulamaların örneklendirilmesi yoluyla verilen eğitimin amacının, çeviribilim
öğrencilerinin, hem piyasada farklılaşan uygulamalara hakim olması, hem de
işveren kılavuzlarının ve bunlara uyulmasının önemi vurgulanmıştır. Çalışma,
çeviribilim sınıflarında, özellikle engelsiz erişim gibi, yaygınlaşan, ancak
her ülkenin kendi gelenekleriyle beslenen çeviri türlerinde uygulamadan
çıkarımla, örneklerden hareketle ilkeleri benimsetmenin doğru bir yaklaşım
olabileceğinin altını çizmek için kaleme alınmıştır.
Engelsiz erişim ayrıntılı altyazı çevirisi altyazı çevirisi eğitimi
There are a range of different issues
and challenges that need to be addressed for successful training in subtitling for the deaf and hard of
hearing viewers (SDH) in the translation classroom. One of these challenges
is due to the fact that actors in the field (translators
and channels) do not work with standardized (SDH) guides. Different channels
tailor different models and practices according to feedback they get from end
users. Thus, good practices are used as a basis for each channel to develop
their own SDH guidelines. The initial part of the study deals with the history and conventions of SDH. This is
followed by the introduction of a SDH training strategy in which students are
trained through study of differing examples. In the analysis part, SDH of two
series (Arka Sokaklar broadcast by
engelsiz KanalD and Elementary
broadcast by Netflix) are introduced and different strategies practiced in SDL are
examined by addressing three variables; the designation of subtitles, voices
and effects, and exclamations, emphasis and emotions. In conclusion, the study
is an example of how translation students can be trained through concentrating
on differing examples from various guidelines set by various actors. The study
aims to underline that examples can be an ideal model in translation classes especially
in a field that not only grows but constantly changes.
Accessibility subtitling for the deaf and hard of hearing (SDH) SDH training
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 26 |