Doğu Akdeniz’in önemli liman kentlerinden biri olan İzmir, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin başlıca ticaret merkezlerinden biriydi. Bu yüzyılda özellikle vapur ve trenlerin kullanımının yaygınlaşması ile birlikte artan insan hareketliliği, İzmir’i Akdeniz karantina ağında oldukça stratejik bir konuma getirmiştir. Bu makale, 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi’nin kolera ve veba gibi bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde oynadığı rolü uluslararası karantina uygulamaları ve kamu sağlığı veçhelerinden ele almaktadır. Klazomen Tahaffuzhanesi, özellikle salgın hastalık dönemlerinde ve insan hareketliliğin yoğun olduğu Hac zamanında Doğu Akdeniz’in başlıca sterilizasyon ve sağlık merkezlerinden biri haline gelmiştir. Özellikle etüv gibi yeni sağlık teknolojileri İstanbul’daki Kavak Tahaffuzhanesi’nden sonra ilk kez bu tahaffuzhanede kullanıma girmiştir. Bakteriyoloji, hijyen ve kamu sağlığı, 19. yüzyıl devletlerinin ortak gündemidir. Osmanlı yönetimi, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için bir seri nizamname yayımlayarak, tahaffuzhaneler ile kamu sağlığının korunmasını sağlamış ve salgın hastalıkların özellikle devletin merkezi olan İstanbul’a sirayet etmesini önlemeye çalışmıştır. İmparatorluğun aldığı bu sıhhi tedbirler ile tebaanın talepleri bazı durumlarda örtüşmemektedir
Urla (Klazomen) Karantina Bulaşıcı Hastalıklar İzmir Kamu Sağlığı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |