Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı mirasını ve İslam’ı kamusal alandan çıkarmak hususunda en etkili kanunlarından biri, 1925 tarihli “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklarla birtakım unvanların meni ve ilgasına dair” 677 sayılı Kanundur. Buna göre ülkedeki tüm türbeler kapatılmış, türbe ziyareti ve türbedarlık yasaklanmış, kapatılan ve 1950’den sonra müze olarak açılan bazı türbelere devlet memuru olarak bekçiler tayin edilmiştir. Bu makale, tarihsel çalışmalarda yeterince ilgi görmemiş türbedarlık mesleğini, 677 sayılı kanun ve türbelerin “millileştirilmesi” bağlamında, cumhuriyet arşivleri, meclis tutanakları ve daha önce kullanılmamış İstanbul Türbeler Müze Müdürlüğü arşivleri ışığında 1925-1970 dönemine odaklanarak incelemektedir. Geç Osmanlı’da türbedarın kim olduğu, türbeler kapatıldıktan sonra türbe ve türbedarlara ne olduğu, türbelerdeki hırsızlık vakaları, Vakıflar sorunu ve farklı devlet kurumları, türbe bekçileri ile halk arasında yaşanan gerilim, çekişme ve yasal ihlaller ele alınacaktır. Makale, tarihi ve mimari önemi olan türbelerin ihmalinin ve türbeleri müzeye dönüştürerek “millileştirme” politikasının, kültürel tarihimizde kopukluk yaratmasını ve tarihi birikimi zedelemesini göstererek, cumhuriyet tarihinin daha önce ele alınmamış bir boyutunu aydınlatmayı amaçlamaktadır.
Türbedar 677 Sayılı Kanun Türbeler Türkiye Cumhuriyeti Millileştirme
One of the foundational laws of the Republic of Turkey on the exclusion of the Ottoman heritage and Islam is the Law 677 which was enacted in 1925. The Law outlawed the mystic orders and closed their lodges as well as hundreds of shrines in the country and prohibited visiting them. Shrine keepers were dismissed and replaced by shrine officers in some shrines. Relying substantially on Republican archives, Parliamentary Proceedings and the previously untapped archival evidence from the Istanbul Museum Directorate of Shrines (İstanbul Türbeler Müze Müdürlüğü), this article examines the transformation of this occupation and “nationalization” of shrines from 1925 to the 1970s by situating the analysis within its legal context. It will elaborate who was a shrine keeper in the late Ottoman Empire, what happened to the shrines and shrine keepers after the shrines were closed down, the theft incidents the new shrine officers were involved with, policies regarding the “nationalization” of shrines and the tensions as well as negotiations between different actors regarding the shrines. Aiming to shed light on a previously untackled aspect of republican history, the article demonstrates how the abandonment of shrines and the policy of nationalizing and turning them into museums brought along a rupture in the cultural history of the country and contributed to the destruction of historical heritage.
Shrine Keeper The Law 677 Shrines Republic of Turkey Nationalization
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |