Düzensiz göç dünya siyasetinin en önemli sorunlarından biridir. Özellikle sınırda yer alan devletler için bu aynı zamanda ciddi bir güvenlik sorunudur. Bu bağlamda, devletlerin sınır yönetimini yüksek güvenlik açısından ele alma eğilimleri bulunmaktadır. Ancak, bu davranış bazı durumlarda özellikle mültecilere karşı en temel insan haklarına saygıyı riske atmaktadır. Bu çalışmanın amacı “sınır yönetimi mekanizmaları aynı anda hem etkin sınır kontrolü ve hem de düzensiz sınır ihlali yapan kişilerin insan haklarına saygıyı ne kadar garantileyebilir?” sorusuna cevap bulmaktır. Bu çalışmada sınır yönetimi ve insan hakları kavramları arasında bir eşitsizlik olduğu, bunun Avrupa Birliği’nin Yunanistan-Türkiye kara sınırındaki sınır yönetimi inisiyatiflerinde görülebileceği savunulmuştur. FRONTEX ve onun RABIT operasyonu eleştirel olarak incelenecektir.
Irregular migration is one of salient problems in world politics. In particular, for border states, it even causes a serious security problem. In this regard, they have a tendency to link border management to a high security perspective. However, this attitude in some cases risk respecting fundamental human rights in particular for migrants. The aim of this article is to find the answer to the question of ‘to what extent do mechanisms in the field of “border management” guarantee at the same time the conduct of effective border controls and the respect of the fundamental rights of persons intercepted while crossing the border irregularly?’. It is argued that there is an inequality between border management and human rights and this can be seen in the European Union’s border management initiatives in the land border between Greece and Turkey. FRONTEX and its RABIT operation are critically examined.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |