Endüstri ilişkileri alanında kadın ve sendika konusu genellikle kadınların sendikalara üyeliği, katılımı ve temsilleri bakımından ele alınmaktadır. Kadınları sendikal direnişin aktif özneleri olarak yer almaya götüren süreç ve “direnişçi kadın olma” deneyim ve anlamlandırmalarına dair araştırmalarda ise ciddi bir eksiklik söz konusudur. Oysa kadın işçilerin nasıl ve neden sendikal direnişe geçtiklerini anlamaya yönelik ampirik araştırmalar kadın ve sendika ilişkisinin karmaşık ve çok boyutlu bileşenlerini anlamak bakımından çok önemlidir. Kadın işçileri sendikal direnişe götüren süreci araştırmayı amaçlayan çalışmaların başlangıç noktası, direnişi hazırlayan koşullar dolayısıyla da öncelikle işyeri ve işyerinde yaşananlar olmalıdır. Elbette bu koşullara müdahalede bulunmak üzere kolektif bir güç unsuru olarak işlev gören sendikanın işyerindeki varlığı da, kadın işçilerin direnişe katılmalarında çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışma iki amaca yönelik olarak hazırlanmıştır. Bunlardan ilki sendikal direniş kararı almış ve bu kararı eyleme dönüştürmüş kadınların gözüyle direnişe götüren işyeri dinamiklerinin nasıl deneyimlendiğinin ortaya konulmasıdır. İkincisi ise süreç boyunca “sendikalı direnişçi kadın” olmanın nasıl anlamlandırıldığının niteliksel bir araştırma ile ortaya konulmasıdır. Bu amaç doğrultusunda Gebze’de kurulu Bericap fabrikasında çalışan ve sendikal hakları için direniş sürdüren 14 kadın işçi ile yarı yapılandırılmış derinlemesine bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın verileri sendikal varlığa paralel olarak direniş kararı alınmasında etkili olan işyeri koşulları ve “direnişçi kadın olma” ya dair kadın işçilerin anlamlandırmaları olmak üzere iki boyut çerçevesinde analiz edilmiştir
In industrial relations, the subject of women and trade unions is usually limited to union membership, participation and representation. Hence, there is a paucity of research and literature on the factors influencing women’s participation in industrial activism and how women workers experience and give meaning to ‘being a woman labor activist’. However, empirical studies aiming at analyzing how and why women become workplace activists are significant in understanding the complicated and multidimensional relationship between women and trade unions. Shop floor conditions are among the major causes of resistance and struggle; thus, the starting point of these empirical studies should be the factory. Undeniably the existence of a trade union at the shop floor level as a collective power instrument in improving these conditions plays a vital role in women’s decisions over becoming actors in the resistance process. The present study has two purposes. For one thing it aims to explain how shop floor dynamics have been experienced by women who participated in a trade union resistance. The second purpose is to explore multiple meanings of labor activism for these women actors. To do these explorations through qualitative research, 14 semistructured interviews were conducted with women labor activists who took part in Gebze Bericap struggle. The data collected were analyzed in terms of women’s subjective experiences and how they attribute meaning to ‘being a labor activist’
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 3 Issue: 58 |