Günümüzde neoliberal politikalarla birlikte istihdam yapısı gerek niceliksel ve niteliksel anlamda ve gerekse de toplumsal cinsiyet ilişkileri anlamında önemli bir değişim geçirmektedir. Güncel istihdam verileri tüm dünyada çalışanların dörtte üç gibi bir bölümünün düzenli olmayan istihdam koşullarında çalıştığını göstermektedir. Kadınların ev içi ücretsiz emeği üzerinden belirlenen işgücü piyasasındaki ikincil konumu, tüm dünyada bu tür güvencesiz işlerde kadın çalışanların sayısının artmasını beraberinde getirmekte, bu durum literatürde “işgücünün feminizasyonu” kavramı ile açıklanmaktadır. Bunun yanısıra neoliberal politikalarla piyasa mekanizmasına terk edilen sağlık sektöründe güvencesiz çalışma biçimleri ve kadın emeği yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu çerçevede sağlık sektöründe çalışan kadın taşeron işçiler çalışmamızın odağını oluşturmaktadır. Bu çalışma, kamu sağlık sektöründe taşeron işçi olarak çalışan kadınlara odaklanarak, kadınların sosyolojik özelliklerini, taşeron çalışma ilişkilerini ve taşeron işçi olmanın evdeki cinsiyetçi işbölümüne etkilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede, Samsun ve Ordu illerinde kamu sağlık kurumlarında çalışan 41 taşeron gerçekleştirilmiştir. Kadınların sosyolojik olarak genellikle orta yaşa yakın, evli ve dar gelirli hane yapılarına sahip oldukları, borçluluk veya hane gelirinin azalması dolayısıyla çalışma yaşamına girdikleri, işlerini kaybetmemek için aşırı iş yükü altında, asgari ücret düzeyinde çalıştıkları, emeklilik garantilerinin olmadığı ve bu haliyle taşeron çalışma ilişkilerinin kadınların güçlenmesi yönünde olumlu bir etki yaratmaktan ziyade kadınların ev içi iş yükleriyle birlikte düşünüldüğünde “çifte mesai” koşullarını pekiştirdiği alan araştırmamızın bulguları arasındadır
The employment structure has been significantly changing with neoliberal policies in terms of quality, quantity and gender relations. According to the latest labour statistics the three quarters of all workers in the World have been working in precarious employment conditions. The secondary position of women’s in the labour market that is determined by domestic unpaid labour has brought about increase of the women employers that working on the precarious work all over the World. In literature this situation has been conceptualized as “labour feminiziation”. However precarious employment forms and women’s labour have been highly used in the health sector which is abondoned to the market mechanism through neoliberal policies. In this context the focus of this study is the woman employers that working in public health sector as subcontracted workers. By focusing on these women, this study has aimed to analyse the sociological features, labour relations and the impact of subcontracted working on women’s domestic status. In this context we used the semi-structured interviews method and interviewed with 41 subcontracted women worker who are working in public health sector in Samsun and Ordu. The findings this research shows that women are generally middle aged, married and have low income families. They are working on minimumm wage level and under heavy work conditions for regular income and social security. They have social security but without any guaranty of retirement. Finally subcontract working conditions of women has intensified the double exploitation due to the ongoing sexual division of labour rather than to create a proper positive effect on gender relations
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 1 Issue: 48 |