Ziya Gökalp, Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçiş sürecinde, resmi ideoloji açısından önemli işlevler üstlenmiş organik bir aydındır. Bu özelliği nedeniyle Gökalp, kendi döneminde fazla eleştiriye muhatap olmamış, üstelik aydınlar arasında mümtaz bir konumda bulunmuştur. İmparatorluğun son yıllarında ortaya çıkan Batıcılık, Türkçülük, İslamcılık adındaki düşünce akımları arasında bir sentez yapmaya çalışan Gökalp, düşünsel referanslarını Batılı yazardan seçmiş, fakat bunları ülkemiz koşullarına uyarlamaya, dolayısıyla çoğu bakımdan onları aşmaya çalışmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedileceğinin anlaşıldığı ve İttihat ve Terakki politikasının yanlışlarının ortaya çıkmaya başladığı 1918’de yayınlanan Gökalp’in “Yeni Hayat” ve “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” ile 1923’te yayınlanan “Türkçülüğün Esasları” başlıklı kitapları Gökalp düşüncesinin, bu arada İttihatçı düşüncenin eleştirilmesi açısından bir fırsat olmuştur
Ziya Gökalp is the organic intellectual being undertaking the important duties in the aspect of formal ideology during the process of the Constitutional monarchy into the republic. Because of this charachter, Gökalp has not been criticized by his contemporary colleagues and also he has been in top of the condition. He has been tried to analyze between the thought trends like westernization, Turkification, Islamisizm, he chosed his thoughts from the western writers. In the period of losing the First World War and the understanding the wrongs of the policy of government, “New Life” (1918), “Turkification, Islamisizm, Modernization” (1918) and “The Principles of Turkism (1923) books have been published. Thus, it paid the way to criticize Gökalp’s thoughts and also became the opportunity to criticize the Unionist power
Other ID | JA67VD26ED |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2006 |
Submission Date | June 1, 2006 |
Published in Issue | Year 2006 Volume: 5 Issue: 12 |