Mahmut Celâl Bey, Yunanistan’ın İzmir’i işgaline karşı koymak amacıyla, İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyetinin kurulmasında önemli bir görev üstlendi. Ancak hem Cemiyetin işgale karşı mücadele edemeyeceğini anlamasının, hem de tutuklanacağını haber almasının etkisiyle, İzmir’den ayrıldı. İttihat ve Terakki Fırkasının eski İzmir Katib-i Mesulü olan Mahmut Celâl Bey, İttihatçılığa karşı gelişen düşmanlıktan etkilenmeden mücadelesini sürdürebilmek için, “Galip Hoca” adıyla Milli Mücadele içinde yer aldı. İlk olarak, Gökçen Efe ile birlikte, Yunanistan’ın işgaline karşı silahlı mücadeleye başladı. Daha sonra Demirci Mehmet Efe’nin güvenini sağlayarak onun müşaviri oldu. Hoca kimliğiyle bölgeyi dolaşarak Milli Mücadeleye halkın desteğini sağlamaya çalıştı, efeler arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu şekilde Aydın yöresinde Milli Mücadelenin güçlenmesine katkı sağladı. Jandarma Umum (Genel) Komutanı Ali Kemal Paşa’nın bölgeye yaptığı ziyaretin etkisiyle, Demirci Mehmet Efe İstanbul Hükümetine bağlanırken, Aydın Kuvayı Milliyesi de etkinliğini büyük ölçüde kaybetti. Pek çok İttihatçı tutuklanırken, gerçek kimliği anlaşılan Galip Hoca’nın Demirci Mehmet Efe ile ilişkisi bozuldu. Artık birlikte çalışma imkânının kalmadığını değerlendiren Galip Hoca, kendisine teklif edilen Akhisar Milli Alay Komutanlığı görevini kabul ederek, Aydın’dan ayrıldı. Yeni göreviyle birlikte, Galip Hoca adını almayı gerekli kılan koşullar ortadan kalktığı için, Mahmut Celâl Bey, gerçek kimliğiyle Milli Mücadeleye devam etti.
To resist the Greek invasion of İzmir, Mahmut Celâl Bey undertook an important role in the foundation of İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti (Ottoman Countrywide Resistance Organisation of İzmir). However, he left İzmir due to the fact that he realised that the Organisation could not fight against the invasion and he was informed that he would be arrested. Mahmut Celâl Bey, who was the Secretary in Charge of the Party of İttihat and Terakki Fırkası (Union and Progress), took part in the War of Independence under the name of “Galip Hodja” to be able to carry out his fight without being affected by the enmity towards Unionism. As the first thing, with Gökçen Efe, he started his armed resistance against the Greek invasion. Later on, gaining his trust, he became a counsellor to Demirci Mehmet Efe. By travelling around in the region under the name of Hodja, he tried to get the people’s support for the National War of Liberation and played an important role in resolving the conflicts between the national warriors (efe) in the region. Thus, the trust felt in him increased and the National War of Liberation grew stronger. While under the influence of the visit paid by Ali Kemal Pasha, the General Commander of Gendarmerie, Demirci Mehmet Efe submitted himself to the Government in Istanbul, Nationalist Forces in Aydın lost efficiency to a great extent. Many Unionists were arrested, and Galip Hodja’s (whose real identity was unveiled) relationship with Demirci Mehmet Efe deteriorated. Galip Hodja, thinking that it would be impossible for them to work together from then on, he left Aydın accepting the post of the Commander of Akhisar National Regiment. In his new post, as the circumstances that required him to take the name Galip Hodja disappeared, he continued his part in the National War of Liberation in his real identity.
Galip Hodja Mahmut Celâl Bayar the National War of Liberation Demirci Mehmet Efe Hacim Muhittin (Çarıklı) Bey
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2018 |
Submission Date | July 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 18 Special Issue of the Armistice |