On her way to reaching the goal of becoming one the countries among the first ten largest economies of the world, Turkey in recent years, have successfully integrated the economic achievements with social gains in people’s lives and made important initiatives to share prosperity and maintain economic stability. In this period, by giving priority to the perspective to have say in the international arena, instead of being just one of regional powers, Turkey have started new steps to increase local and national productions, implemented human-oriented policies and created the Vision 2023 of the Republic of Turkey.
In this new period when the Justice and Development Party (AK Party) come to power after winning a clear majority in the first election held on November 3, 2002, principle policies adopted were unconditional protection and representation of national will; development of democratic standards and related institutions; guaranteeing fundamental rights and freedoms; spreading the principles of concepts of justice, equality and freedom. All along the AK Party governments have always been fighting against and struggling with such structures and terrorist organizations that did not accepts and could not digest these principles.
Having seen these achievements of Turkey in these fields as a treat to its own agenda, Fethullah Terror Organization (FETO), started a coup attempt on 15th of July 2016 not in command and control chain of Turkish Armed Force but by elements of this terror organization infiltrated into the army officers; however, this attempt was failed because of the actions of citizens claiming their country and state. This attempt aiming to eliminate the national will and its representatives also brought back into peoples’ social life memories and the concept of coup that was unknown to children and youth for so long.
This study discusses the 15th of July coup attempt by the FETO in its aftermaths, interruptions in the history of Turkish democracy, and concepts of national will, military tutelage, legitimacy and irregular warfare will also be discussed in their social realities.
Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olma hedefi ile yol alan Türkiye, son yıllarda iktisadi alanda yakaladığı başarısını sosyal hayatında elde ettiği kazanımları ile bütünleştirmiş; refahın paylaşılması ve ekonomik istikrarın sürdürülmesi adına önemli yatırımlar gerçekleştirmiştir. Bölgesel aktör olmak yerine küresel güç olmak anlayışının ön plana çıktığı bu dönemde, yerli ve milli üretim hamlesi başlatılmış, insan odaklı politikalar oluşturulmuş ve Türkiye’nin 2023 Vizyonu şekillendirilmiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) 3 Kasım 2002’deki seçimlerde meclis çoğunluğunu kazanarak tek başına iktidara gelmesi ile başlayan bu yeni dönemde, milli iradenin korunması ve temsil edilmesi; demokrasinin geliştirilmesi; temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması; adalet ve eşitlik gibi kavramların yaygınlaştırılması benimsenmiştir. Bu ilkeleri gerçekleştirmek amacıyla hareket eden AK Parti Hükümeti, iktidarı boyunca icraatlarını hazmedemeyen yapılar ve terör örgütleri ile de mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Türkiye’nin bu noktadaki kazanımlarını tehdit olarak gören Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ise Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki yapılanmış terör unsurları ile birlikte 15 Temmuz kalkışmasını gerçekleştirmiştir. Milli iradeyi ve onun temsilcilerini ortadan kaldırmayı hedefleyen bu girişim, vatandaşların ülkesine ve devletine sahip çıkması ile başarısız olmuş; buna karşın gençlerin ve çocukların henüz bilmediği darbe kavramını tekrar onların hafızasını sokmuş ve gündeme getirmiştir.
Bu çalışmada, 15 Temmuz Kalkışması süreci, Türkiye’nin demokrasi tarihindeki kesintileri, milli irade, meşruiyet ve gayri nizami harp kavramları toplumsal gerçeklik bağlamında tartışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 10, 2020 |
Submission Date | June 22, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 20 Issue: 15 Temmuz |