Savaş zamanlarında önü alınamayan firarlar, orduların insan gücünü büyük oranda
zaafa uğratır. Kafkas Cephesi’nde uzun süre temel ihtiyaçlardan yoksun kalan Türk ordusu,
üstün Rus kuvvetlerine karşı tutunamayıp geri çekilmeye başlayınca cephe hattında büyük
firarlar baş gösterdi. Ordudaki firarî askerlerin bir kısmı, Gayrimüslim erlerden oluşuyordu.
Kahir ekseriyeti Rum ve Ermeniler oluşan Gayrimüslim askerlerin bir kısmı doğrudan
Rus ordusuna iltihak ederek Ruslar tarafından örgütlenen gönüllü Ermeni taburlarında
Türk ordusuna karşı savaştılar. Ordudaki firarlar elbette yalnızca Gayrimüslimlerden
oluşmuyordu. Müslüman erler arasında da firar olayları oldukça yaygındı. Özellikle Sarıkamış
yenilgisinden sonra başlayan Rus taarruzları neticesinde Erzurum, Trabzon, Bayburt ve
Erzincan gibi önemli kentlerin düşmesi ordunun maneviyatını büsbütün bozmuştu. Özellikle
geri çekilmeler esnasında yaşanan panik ve kargaşa ortamı firarları daha da arttırdı. Cephede
önü alınamayan firarlar yalnızca ordunun muharip gücünü zayıflatmakla kalmadı aynı
zamanda cephe gerisinde ciddi bir iç güvenlik zafiyetinin doğmasına da neden oldu.
Bu çalışmada, Kafkas Cephesi’ni savunan 3. Ordudaki firar olayları ele alınmıştır.
Bu bağlamda firarların nedenleri, ulaştığı boyutlar ve firarları engellemeye yönelik çabalar
üzerinde durulmuştur. Ayrıca bölgede büyük bir iç güvenlik sorununa neden olan firarî
askerlerin cephe gerisindeki faaliyetleri ve Osmanlı Devleti’nin bunlara karşı aldığı tedbirler
üzerinde durulmuştur. Böylece firarî askerler sorununun ordunun muharebe kabiliyeti
üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Desertions that cannot be prevented in times of war greatly undermine the manpower
of armies. Large desertions began on the frontline when the Turkish army, which had long
lacked basic needs in the Caucasus Front, failed to endure against superior Russian forces and
began to retreat. Some of the soldiers in the army were non-Muslim soldiers. Some of the non-
Muslim soldiers made up of Rum and Armenian mostly participated directly in the Russian
army, fighting against the Turkish army in the volunteer Armenian battalions organized by
the Russians. Deserters in the army, of course, were not made up solely of non-Muslims.
Escapees were also frequent among Muslim soldiers. The fall of important cities such as
Erzurum, Trabzon, Bayburt, and Erzincan, especially as a result of the Russian attacks that
began after the defeat of Sarıkamış, disrupted the morale of the army. The panic and turmoil
during the retreats exacerbated the desertion. Unpreventable desertions not only weakened
the military’s combat power but also caused a serious internal security weakness behind the
front lines.
In this study, desertion cases in the 3rd Army defending the Caucasian Front are
discussed. In this context, the causes of desertions, the dimensions they reach, and efforts
to prevent desertions are focused on. It is also focused on the activities of deserted soldiers
behind the front line, which caused a major internal security challenge in the region, and on
measures taken by the Ottoman State against them. Thus, the effect of the escaped soldier
problem on the military’s combat capability was revealed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 25, 2022 |
Submission Date | July 6, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 22 Issue: 44 |