Abstract: Indexes
are among the important resources for studies on the Qur'ān. Owing to such works, it is possible to find
easily whether a word belong to Qur'ān and in which verses or how it is used. Such
works of arts, whose early examples are given by Muslim scientists, later written
by orientalists and thus gave its first work of art with the help of a German
Orientalist Gustavus Flügel. His accommodation of Qur'ān index
blazed a trail in this field and later, it became a resource to those work
written by Muslims. Yahya Hilmi Kastamonī who was one of the late Ottoman Era
scholar never mentioned from Flügel and his work in his work named Misbāh
al-Ihvān. In this article, after introduction of the work of these two
authors, two works are compared in terms of obvious mistakes. The aim is to
determine whether the work of Kastamonī is original or not.
Summary: The scope of this work consists of the comparison of
two "index" type of works. It's obvious that indexes are the most
essential source in the Qur'ān based researches. The aim of these kinds of
works is both to enable researchers to reach verses of the Qur'ān and to show
those concepts where and how it is displayed in the Qur'ān. Thus, both effort
and time loss will be prevented. Together with
knowing that the first Qur'an indexes were prepared by Muslim authors, it's not
clear which one is the first. The work called Tertību zībā by Ottoman theologian
Muhammed al-Vardarī is considered as one of the first indexes in the field. The
author organised this work by putting the very first words of verses of the Qur'ān
in an alphabetic order in Turkish so as to reach the intended verse of the Qur’ān
easily. The efforts for writing indexes continued later on, by taking his work
as an example, the number has extended hastily with writing other works up to
now.
On the other
hand; besides Muslims, we can see that the orientalists has involved in
carrying out index preparations. For the first time, Gustavus Flügel wrote a Qur'ān index, originally named as Concordanticae
Corani Arabicae, and named as Nücūm al furkān fī atrāf al-Qur'ān in
Arabic so that Muslims may benefit from it. It's obvious that Flügel's work
which was prepared orienting to find Qur'ānic words has influenced Muslim index
authors. After Concordanticae Corani
Arabicae written, the number of the works alike in Islamic world has
extended vastly.
One of such
works is the work of art of Kastamonī Yahiya Hilmi's Misbāh al-ihvān li
tahharī āyāt al-Qur'ān written in 1322/1906. Although in those works which
was written after Flügel's index, the authors credited Flügel and his Concordanticae
Corani Arabicae, Kastamonī, being the topic of the article in this work as
well, didn't credit him and his index. The
situation grasped our attention and caused us to focus on these two works.
On this point, Concordanticae
Corani Arabicae pioneering in index writing and Misbāh al-ihvān
carefully investigated and later compared to one another. In the next step, the
aspects that both index have in common and different have been tried to detect.
Thus, the originality of Kastamonī's work was questioned.
Flügel made
undeniable errors on the point of detecting the origin of 39 words while
sorting out words of the Qur'ān alphabetically. These errors he made clears
outs obviously the authors being incapable of Arabic grammar and not having a
grasp of the meaning of the Qur'ānic words. Another failure Flügel made was
despite arranging words in a letter order, in some places he didn't pay
attention. Besides, the verse of the Qur'ān numbers doesn't fit with those
numbers Muslims take as a basis from copy of the Qur'ān we have today.
Kastamonī,
whose life we don't have any information, made mistakes in detecting 39 origins
of the words in the Qur'ān in his index just like Flügel. Besides, the numbers
he gave to the verses of Quran and the ones in the copy of the Qur'ān that
Muslims use doesn't correspond. Another mistake Kastamonī made in Misbāh
is despite putting words in an alphabetic order, he didn't pay attention in
some places.
Like this, the
data received from investigation of both authors compared to one another and
eventually some results came across.
According to this, it's clearly seen that the error Kastamonī and Flügel
made upon detecting the origin of the 39 words are the same. On the other hand,
the numbers both author gave to verses of the Qur'ān in their works correspond
with one another. Also, Kastamonī repeated the same errors Flügel did in the
alphabetical order of the words. As a result of all the comparisons, it's
detected that Misbāh al-ihvān is the same of Concordanticae Corani
Arabicae. This similarity is not a mere coincidence. As it's understood from the result, Kastamonī
plagiarised Flügel's index and wrote it by crediting himself.
Continuity and
depending on sources is a very important aspect on academic studies. To do
that, all academic works must be based on previous efforts. For any reason, if
this doesn't happen, works lose their scientific base and became unreliable. As
a result, scientific ethic will be neglected and violated and so the field of
study will be in harm's way. The major reason that prevents obeying those
codes, which creates the orient of academic study, of continuity and
reliability is the academic theft called plagiarism. Plagiarism which is
defined as showing ones thoughts, works and writings as his/her own without
giving proper credit to source in any portion by another author is an enormous
ethic problem. The activity of interchanging an author work which was put together with great effort without giving any proper credit is the further step
of the plagiarism. It's clearly understood that Kastamonī has fallen the same
mistake. At the end of research, it's revealed that Kastamonī didn't compile a
work of art. However, he deceived the scientific community by taking the work
at issue to himself in his preliminary and disdain the ethical rules in
academic studies.
As a result,
this study aims to raise an awareness upon the necessity of reading the works
that resembles one another by comparing right or wrong sides when evaluating
those works. if this is done, the
originality of works, their relationship, similarities and differences will
both be seen clearly and be evaluated wholesomely.
Öz: Fihristler,
Kur'an araştırmalarında önemli kaynaklar arasında yer almaktadır. Kur'an'a ait
bir kelimenin hangi âyetlerde ve ne şekilde geçtiğini kolayca bulabilmek ancak
bu türden eserlerle mümkün olabilmektedir. İlk örneklerini Müslüman ilim
adamlarının verdiği söz konusu eserler, daha sonraları oryantalistler
tarafından da yazılmış ve Alman doğu bilimci Gustavus Flügel (ö. 1870)
vasıtasıyla ilk olgun meyvesini vermiştir. Onun telif ettiği Kur'an fihristi,
bu sahada büyük bir çığır açmış ve kendisinden sonra Müslümanlar tarafından
kaleme alınan eserlere de kaynaklık etmiştir. Fakat Osmanlı döneminin son kuşak
âlimlerinden biri olan Yahya Hilmi Kastamonî (XIX.yy) Misbâhu'l-ihvân
isimli fihristinde Flügel ve eserinden hiç söz etmemiştir. Bu makalede her iki
müellifin eserleri tanıtılmış, daha sonra yapılan bariz hatalar yönüyle
karşılaştırılmış ve Kastamonî'nin eserinin orijinal olup olmadığı tespit
edilmeye çalışılmıştır.
İlk Kur’an fihristlerini Müslüman müelliflerin
hazırladıkları bilinmekle birlikte bu konuda ilk eserin hangisi olduğu
noktasında bir netlik yoktur. Osmanlı ulemasından Muhammed el-Vardarî’nin (ö.
1054/1645) kaleme aldığı ve Tertîbu zîbâ olarak isimlendirdiği eseri bu sahanın
ilklerinden addedilmektedir. Müellif, bu eserini, Türkçe olarak, âyetlerin
başlangıç kelimelerini alfabetik olarak tertip etmek suretiyle aranan âyetlere
kolayca ulaşabilme maksadına yönelik olarak hazırlamıştır. Bundan sonraki
dönemlerde fihrist yazma faaliyetleri devam etmiş, onun eseri örnek alınmak suretiyle
günümüze kadar bu sahada başka eserler yazılarak sayıları hızla artmıştır.
Diğer taraftan Müslümanların yanı sıra
oryantalistlerin de fihrist hazırlama faaliyeti içerisine girdiklerini
görüyoruz. Bir oryantalist olarak Gustavus Flügel ilk defa asıl adı Concordanticae Corani Arabicae
olan bir Kur'an fihristi kaleme almış ve bundan Müslümanlar da faydalansın diye
Nücûmu’l-furkān fî etrâfi’l-Kur’ân şeklinde Arapça olarak
isimlendirmiştir. Flügel’in, Kur'ân kelimelerini bulma eksenli olarak tertip
ettiği bu eserinin Müslüman fihrist müelliflerini oldukça etkilediği aşikardır.
Concordanticae Corani Arabicae'nin
neşredilmesinden kısa bir süre sonra İslam dünyasında onun benzeri telif
edilmiş kitapların sayısı hızla çoğalmıştır.
Söz konusu
eserlerden biri de Kastamonî Yahya Hilmi’in 1322/1906 yılında neşrettiği Misbâhu’l-ihvân
li taharrî âyâti’l-Kur’an'ıdır. Flügel'in fihristinden sonra kaleme alınan
eserlerin hemen tamamında müellifler Flügel ve Concordanticae Corani Arabicae'ye atıfta bulunmasına rağmen,
makalemizin de konusunu oluşturan bu çalışmada müellif Kastamonî, ona ve
fihristine hiç değinmemiştir. Oldukça garip olan bu durum dikkatimizi çekmiş ve
bu iki eser üzerinde yoğunlaşmamıza sebep olmuştur.
Bu noktada
fihrist yazımında adeta çığır açan Concordanticae Corani Arabicae ve Misbâhu’l-ihvân
dikkatlice incelenmiş ve daha sonra da birbirleriyle karşılaştırılma yoluna
gidilmiştir. Sonraki süreçte her iki fihristin ayrıştığı ve benzeştiği yönleri
tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylelikle de Kastamonî'nin eserinin orijinal
olup olmadığı sorgulanmıştır.
Flügel, Kur'an
kelimelerini alfabetik olarak tasnif ederken otuz dokuz kelimenin kökünü tespit
edilmesi noktasında mazur görülemeyecek birtakım yanlışlar yapmıştır. Yaptığı bu yanlışlar, müellifin Arapça sarf
konusundaki yetersizliğini ve ilgili Kur'an kelimelerinin manalarına vakıf
olmadığını bariz bir şekilde ortaya koymaktadır. Flügel’in bir diğer hatası, kelimeleri
harf sırasına göre sıralamasına rağmen kimi yerlerde buna dikkat etmemiş
olmasıdır. Öte yandan müellifin fihristinde verdiği âyet numaraları ile
günümüzde Müslümanların esas aldıkları mushafın âyet numaraları da birbiriyle
örtüşmemektedir.
Hayatına dair bir malumata sahip olmadığımız
Kastamonî, fihristinde tıpkı Flügel gibi otuz dokuz
Kur’an kelimesinin kökünü tespiti noktasında bariz hatalar yapmıştır. Öte
yandan onun âyetlere verdiği numaralar ile Müslümanların kullandığı mushafın
numaraları da birbirleriyle uyuşmamaktadır. Kastamonî'nin Misbâh'ta yaptığı bir diğer
yanlış da kelimeleri alfabetik olarak sıralanmasına rağmen, bazı yerlerde buna
dikkat etmemiş olmasıdır.
Böylece her iki müellifin eserlerinin incelenmesi ile
elde edilen veriler birbiriyle karşılaştırılmış ve netice olarak birtakım
sonuçlar elde edilmiştir. Buna göre Kastamonî ve Flügel'in kelimelerin
köklerinin tayini noktasında üzerinde yanlış yaptıkları otuz dokuz kelimenin
açık bir şekilde birbirleriyle aynı oldukları görülmüştür. Diğer taraftan her
iki müellifin eserlerinde âyetlere verdikleri numaralar da birbirleriyle
birebir örtüşmektedir. Ayrıca Flügel'in, kelimelerin alfabetik olarak dizilişi
ile ilgili yaptığı yanlışların aynısını Kastamonî de tekrarlamıştır. Bütün bu
karşılaştırmaların sonucunda Misbâhu'l-ihvân'ın, Concordanticae
Corani Arabicae'nın aynısı olduğu tespit edilmiştir. Ortaya çıkan bu
ayniyet, tesadüfle izah edilecek bir durum değildir. Ortaya çıkan bu sonuçtan
anlaşıldığı kadarıyla Kastamonî, Flügel'in fihristini olduğu intihal yapmış,
onu kendisine nispet ederek neşretmiştir. Bu noktada söz konusu eserin orijinal
olmadığı da açığa çıkarılmıştır.
Devamlılık ve
kaynaklara dayanmak ilmî çalışmalarda gözetilmesi gereken iki önemli husustur.
Bunların gerçekleşmesi için bütün ilmî çalışmaların önceden yapılan
faaliyetlerle temellendirilmesi gerekir. Herhangi bir sebepten dolayı bu
gerçekleşmez ise çalışmalar bilimselliğini ve dolayısıyla güvenirliliği
yitirir. Bunun sonucunda bilim ahlakı ihmal ve ihlal edilmiş ve böylece
çalışılan bilim alanı da sıkıntıya sokulmuş olur. Bilimsel çalışmaların ana
eksenini oluşturan devamlılık ve kaynaklara dayanma ilkelerinin gerçekleşmesine
engel olan en büyük etken intihal olarak adlandırılan bilimsel aşırma olayıdır.
Bir başka müellifin, boyutları ne kadar olursa olsun düşünce, yazı ve
çalışmalarını kaynak kişiye usulüne uygun olarak atıf yapmadan kişinin
kendisine aitmiş gibi göstermesi, sunması, ifade etmesi veya neşretmesi
şeklinde tarif edilen intihal, büyük bir etik problemdir. Bir müellifin emek
vererek meydana getirdiği çalışmayı, ona hiç atıfta bulmadan olduğu gibi
aktarma faaliyeti ise intihalin en ileri aşamasını oluşturmaktadır. Öyle
anlaşılmaktadır ki Kastamonî de böyle bir yanlışın içine düşmüştür. Araştırma
neticesinde Kastamonî'nin bir eser telif etmediği açıkça ortaya çıkmıştır. Ne
var ki o, mukaddimesinde söz konusu eseri kendisine nispet etmekle ilim
camiasını yanıltmış ve böylece bilimsel çalışmalardaki etik kurallarını da hiçe
saymıştır.
Sonuç
itibariyle bu araştırma, araştırmacıların birbirlerine benzer gibi duran
eserleri ele alırken mutlaka onları yanlış ve doğrularıyla karşılaştırarak
okumaları gerektiği kanaatini uyandırmaktadır. Bu yapıldığı takdirde, eserlerin
orijinalliği, birbirleriyle münasebetleri, ayrıştıkları ve örtüştükleri yerler
hem iyi görülmüş hem de daha sağlıklı değerlendirmeler yapılmış olur.
Subjects | Religious Studies |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2017 |
Submission Date | October 3, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.