Öz: Ülkemizde
ilahiyat alanıyla ilgili önlisans programları Açıköğretim Fakültelerinde, onları
lisansa tamamlayacak olan İlahiyat Lisans Tamamlama Programı ise, teknolojik
altyapısı yeterli olan çeşitli Üniversitelerde yürütülmektedir. Her iki program
da büyük bir ihtiyacı gidermekle birlikte bünyelerinde önemli problemler
barındırmaktadır. Bu problemleri kuruluş felsefesine, eğitim-öğretime, ölçme ve
değerlendirmeye, standartlara ve diploma denkliğine ilişkin olmak üzere beş
grupta incelememiz mümkündür. Tasnifimizde de görüldüğü gibi, bu problemler
ilahiyat alanından daha çok ülkemizdeki açıköğretim sisteminden ve onun tatbik
biçimlerinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla da açıköğretim sisteminde gerekli
iyileştirmeler yapılmadan bu problemlerin halli belki kısmen mümkün
olabilecektir. Açıköğretim İlahiyat Programlarında Arapça Hazırlık Sınıfının
bulunmaması, önlisans programlarında Kur’ân-ı Kerîm dersinin yer almaması, uygulama
gerektiren bazı temel derslerin (Kur’ân-ı Kerîm, Arapça, Dinî Hitabet, Dinî
Musikî, Tefsir Metinleri, Hadis Metinleri, Fıkıh Metinleri vb.) açıköğretimde
uygulanan test tekniğine tam olarak uygun olmaması, bu derslerin yüzyüze eğitim
gerektirmesi, test tekniğinin kolaycılığa yol açması ve öğrenci başarısını
ölçmede yetersiz kalması, ülkemizdeki açıköğretim programları açılırken
uluslararası geçerliliği olan standartlar aranmaması, bu programların ciddi denetimlere
tabi tutulmaması eğitim-öğretimde göz ardı edilmemesi gereken problemlerdir. Bu
problemler belli bir oranda çözüme kavuşturulmadan açıköğretim programlarının
verdikleri diplomaların yüzyüze eğitimden alınan diplomalara denk tutulması,
eğitim-öğretim açısından olduğu kadar istihdam alanları açısından da sakıncalı durumlar
ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada, zikredilen bu problemler, önceki
araştırmalarda ve ilgili programların resmi internet sitelerinde yer alan
bilgiler sistematik bir biçimde analiz edilip yorumlanarak ele alınmaktadır. Çalışmada,
ülkemizdeki Açıköğretim İlahiyat Programlarının yeniden düzenlenerek, kalitelerinin
yükseltilmesine ve yüzyüze yapılan yüksek din eğitimi programlarına uyumlu hale
getirilmesine mütevazi katkılar sağlanması amaçlanmaktır.
Özet: İnsanlık,
sahip olduğu teknolojileri sürekli geliştirmekte ve değiştirmektedir. Hızla
ilerleyen ve gelişen teknoloji hayatın diğer alanlarını olduğu gibi,
eğitim-öğretim alanını da derinden etkilemekte, ona yeni imkanlar, uygulama
biçimleri ve modeller kazandırmaktadır. Son yüzyılın bir gerçeği olan
açıköğretim sistemi işte böyle bir etkinin eseridir. Okula gitme zorunluluğunun
bulunmadığı, öğretmenle öğrencinin birbirinden uzak olduğu, ders konularının
radyo, televizyon, internet gibi iletişim araçlarıyla veya posta, nakliye gibi
yollarla öğrenciye iletildiği eğitim-öğretim biçimine uzaktan eğitim adı
verilir. Açıköğretim de denilen bu sistem, uygulanış biçimine göre, mektupla
öğretim, web veya internet tabanlı öğretim, evde çalışma gibi adlar da
alabilmektedir. Eğitim uygulamalarında bütün zamansal, mekânsal ve bedensel
engelleri ortadan kaldırdığı için öğrenci merkezli olarak görülen bu sistemin
ciddi eksiklikleri ve problemleri bulunmaktadır. Buna rağmen, yüz yüze eğitime
göre çok daha az masraf gerektirdiği ve iş hayatıyla birlikte yürütülebildiği
için zamanımızda büyük bir revaç bulmuştur.
İlahiyat
camiası başlangıçta açıköğretime ilgisiz kalmış, ancak ülkemizde temel din
hizmetlerini yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin eğitim düzeylerini
yükseltme düşüncesi açıköğretim ilahiyat programları açmayı zorunlu hale
getirmiştir. Bunun bir neticesi olarak 1982 yılında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi’nde, 2013 yılında da Erzurum Atatürk Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi’nde birer İlahiyat Önlisans Programı açılmıştır. 2005-2006 öğretim
yılında ise, bu programı lisansa tamamlamak amacıyla Ankara Üniversitesi Uzaktan
Eğitim Merkezi bünyesinde bir İlahiyat Lisans Tamamlama Programı açılmış, daha
sonra bu program birçok Üniversitede daha açılarak yaygınlaştırılmıştır.
Açıköğretim
ilahiyat programları her ne kadar önemli bir ihtiyacı giderse de bir dizi
problemle yüz yüzedir. Bu problemleri kuruluş felsefesine, eğitim-öğretime,
ölçme ve değerlendirmeye, standartlara ve diploma denkliğine ilişkin olmak
üzere beş grupta incelememiz mümkündür. Tasnifimizden de anlaşılacağı gibi, bu
problemler ilahiyat alanından daha çok ülkemizdeki açıköğretim sisteminden ve
onun tatbik biçimlerinden kaynaklanmaktadır. Harici, kurumsal veya sistemsel
diyebileceğimiz bu problemleri çözmeden ilahiyat programlarına ilişkin dahili
problemlerin çözümü beklenemez. Bu makalenin amacı, uygulamada görülen ve
çeşitli araştırmalarda değinilen bu problemleri bir araya toplayarak sistematik
bir biçimde analiz ederek, çözümlerine yönelik öneriler getirmek, bu suretle
ülkemizdeki din eğitiminin düzeyini yükseltmeye katkıda bulunmaktır.
Her şeyden
önce belirtmeliyiz ki, açıköğretim bazı bilim alanları için uygun bir sistem
iken, yoğun uygulama, öğretmen-öğrenci iletişimi ve etkileşimi veya usta-çırak
ilişkisi gerektiren Tıp, Mühendislik ve Güzel Sanatlar gibi bazı bilim alanları
için uygun değildir. İlahiyat alanı bazı dersler itibariyle açıköğretim için
elbette elverişlidir; fakat özellikle Kur’an-ı Kerîm, Arapça, Dinî Hitabet,
Dinî Musikî, Tefsir Metinleri, Hadis Metinleri, Fıkıh Metinleri gibi temel
dersler açısından durum hiç de öyle değildir. Yine bu dersler açıköğretim
programlarında uygulanan test tekniği için de çok elverişli değildir.
Öte yandan
İmam-Hatiplik, Müftülük, Vaizlik gibi temel din hizmetleri yeterli düzeyde
uygulama ve staj gerektirmektedir. Ayrıca İlahiyat alanı için Arapça Hazırlık
Sınıfı vazgeçilemeyecek kadar elzemdir. Açıköğretim sistemi içerisinde bunların
gerçekleştirilmesi oldukça zordur. Keza, açıköğretim istismara açıktır; yüzyüze
eğitime nispetle çok daha az başarılıdır; onda uygulanan çoktan seçmeli test
tekniği, kolaycılığa yol açtığından öğrencinin hem bilimsel hem de dilsel
gelişimi açısından zararlıdır; buna bağlı olarak ölçme ve değerlendirme sistemi
hayli problemlidir. Bu tekniğin eğitim-öğretim süreçlerinde elde edilen bilgiyi
ölçmedeki başarısı tartışmalıdır.
Dili mekanik
hale getirmesi, öğrencilerin düşünsel gelişimini zayıflatması, onların
araştırma, yorumlama, karşılaştırma, tartışma, çözümleme, birleştirme, problem
çözme ve değerlendirme yapma gibi yeteneklerini köreltmesi, edebiyat zevklerini
öldürmesi vb. hususlar çoktan seçmeli test tekniğinin zaaf noktalarını
oluşturmaktadır. Keza bu teknik, öğrencilerin kendilerini ifade edebilmesi, düşündüklerini
yazılı ve sözlü bir metne çevirebilmesi, sorularını ve sorunlarını ortaya
koyabilmesi, cümle kurabilmesi, kompozisyon yazabilmesi, akademik yazı
oluşturabilmesi ve sair dilsel gelişim aşamaları açısından da oldukça fazla
sorun ortaya çıkarmaktadır.
Ayrıca
belirtmeliyiz ki, akademik başarı eğitim-öğretimin hedeflerinden yalnızca
biridir. Öğrenciyi yönlendirmek, hatalarını düzeltmek, ona problem çözme, örnek
alma, davranış geliştirme, arkadaşlıklar ve dostluklar kurma, sosyalleşme vb.
kazanımlar sağlamak da eğitim-öğretimin asli görevleri arasında yer almaktadır.
Bunların hepsini kapsayan genel başarı bakımından yüzyüze eğitimin de elbette
önemli problemleri vardır. Fakat uzaktan eğitimin bu yönden yüzyüze eğitime
nispetle çok daha başarısız kalmaktadır.
Dikkatten
kaçırılmaması gereken diğer bir nokta da ülkemizde faaliyet gösteren
açıköğretim programlarının uluslararası genel geçer standartlara bağlı olarak
açılmaması, eğitim süreçlerinde bağımsız kuruluşlar tarafından sıkı denetimlere
tabi tutulmaması ve akredite edilmemesidir. Taşıdıkları bu vb. eksiklikler bu
programlardan alınan diplomaların yüzyüze eğitimden alınan diplomalara denk
sayılmasını tartışmalı hale getirmektedir.
Abstract: Associate degree programs related
to the field of theology in Turkey are taught in the Faculties of Open Education. The Divinity
Diploma Upgrade Program, which aims to grant the students graduated from this
program bachelor’s degrees, is carried out in various universities with
sufficient technological infrastructure. Both programs meet great needs but they have
significant problems in their systems. It is possible to examine these problems in
five groups: related to philosophy of establishment, education-teaching,
measurement and evaluation, standards and diploma equivalence. As seen in our
classification, these problems stem more so from the open education system in Turkey
and various ways of its application than the discipline of theology itself. Therefore,
unless we make necessary improvements in open education system itself, we
cannot solve all of these problems. Some of these serious problems are as
follows: There is no Arabic Preparatory program in Open Education Theology
Programs. There are no Quran lessons in associate degree programs. Some of the
basic courses that require practical training (such as Qur'an, Arabic, Religious
Rhetoric, Religious Music, Tafsir, Hadith and Fiqh Texts etc.) are not fully compatible with the testing
technique used in open education. Moreover, these courses require face-to-face
training. The test technique paves the way for simplicity and is inadequate to
measure student success. When open education programs are founded in Turkey, universally
accepted accreditation standards are not taken into account and these programs are
not subjected to serious audits. All of these are serious problems that
shouldn’t be ignored in education. The fact that diplomas given by open
education programs are seen equivalent to diplomas earned from face-to-face
educational programs leads to objectionable situations not only in terms of
education but in terms of employment as well. This study discusses these
problems by reviewing previous literature as well as information from official websites
of open education programs and systematically analyzing them. The aim of this
study is to make modest contributions to the reorganization of the Open Education
Theology Programs in Turkey to improve the quality of open education and to
make it more compatible with traditional higher religious education programs.
Summary: Humanity constantly improves and transforms technology. Rapidly
advancing and developing technology profoundly impacts the field of education
and training, as well as other areas of life, giving it new possibilities,
modes of practice and modalities. The open education system, a fact of the last
century, is the result of such an effect. Distance education is an education system
in which there is no obligation to go to school; the teacher and the student
are distant from each other, and the course topics are communicated through
means such as radio, television, and internet or by means of mail.
This system, also called open education, can take other names such as
letter teaching, web or internet based teaching, home learning depending on its
application. This system, seen as student-centered because it removes all
temporal, spatial and physical obstacles in its educational practices, has
serious shortcomings and problems. However, it has found great popularity in
our time because it less expensive than traditional face-to- face training and makes
it possible to get a degree while keeping a full-time job. The theological circles
initially remained indifferent to open education, but the need to further
educate the personnel for the Presidency of Religious Affairs, which performs
basic religious services in Turkey, has made it necessary to establish open
education teaching theology programs. For this reason, two Divinity Associate
Degree programs were founded in Anadolu University Open Education Faculty in
1982 and Erzurum Atatürk University Open Education Faculty in 2013. In the
2005-2006 academic year, a Divinity Bachelor Completion Program was established
within the Ankara University Distance Learning Center in order to complete this
program to the undergraduate program, and since similar programs spread to many
universities. Although they meet an important need, open education theological
programs are encountered with a number of problems. It is possible to examine
these problems in five groups: problems related to the program philosophy,
education-teaching, measurement and evaluation, standards and diploma
equivalence. As seen in our classification, these problems stem more so from
the open education system in Turkey and its methods of teaching than programs in
the field of theology itself. We cannot expect to solve the internal problems in
the open education theological programs without solving these external,
institutional or systemic problems in the open education system. The aim of
this article is to contribute to the improvement of religious education in Turkey
by gathering these problems mentioned in various previous research, and
analyzing them in a systematic manner.
First of all, we should note that while open education is a suitable
system for some science fields, it is not suitable for some disciplines such as
medicine, engineering and fine arts which require hands-on training, intensive
practice, teacher-student interaction or master-apprentice relationship. The
field of theology is suitable for open education in some courses, but it is not
especially suitable for some fundamental classes such as Qur’an, Arabic,
Religious Rhetoric, Religious Music, Tafsir Texts, Hadith Texts, Fiqh Texts
etc. These classes are do not lend themselves easily to the multiple-choice
testing technique used in open education programs.
On the other hand, to become an Imam, Mufti or Preacher -these are basic
religious services- adequate level of practice and internship is required.
Moreover, the Preparatory Arabic Class for the field of theology is absolutely
essential and it cannot be abandoned. It is very difficult to meet all these conditions
within the open education system. Likewise, open education is vulnerable to
exploitation. It is much less successful than traditional face-to- face
education. Its simplistic multiple-choice testing technique is detrimental to
both the scientific and linguistic development of the student, rendering the
assessment and evaluation system problematic. The success of the multiple-
choice testing technique in evaluating the knowledge gained in the educational
process is debatable.
The weaknesses of the multiple-choice testing technique are that this
technique converts the language into mechanics; it weakens the intellectual
development of the students; it is dulling their skills of research,
interpretation, comparison, discussion, analysis, deduction, problem solving
and critical thinking; it kills their literary pleasures and so on. Furthermore,
this technique leads to quite a lot of problems in terms of developing
students’ ability to express themselves verbally and orally, their ability to
voice their questions and concerns, to form sentences and compositions and to
write academic papers.
In addition to this, we should mention that academic achievement is only
one of the goals of education. Among the primary tasks of education are also to
guide the students, to correct their mistakes, to develop their ability to
solve problems, to find good role models, to form friendships, to socialize
etc. Of course, when all these goals considered, traditional face-to- face
schooling also has shortcomings. However, distance learning is far less
successful than traditional education in terms of overcoming these shortcomings.
Another point that should not be overlooked is that the open education
programs operating in Turkey are not subjected to internationally accepted
standards. They are not subjected to strict supervision by independent
institutions and are not accredited. These and similar shortcomings render the
value and equivalence of the diplomas given by these programs arguable. Open
education programs in theology are no exception to this issue.
However, these problems do not mean that the possibilities provided by
open education in the field of theology should not be explored. The open
education system can easily be utilized in this field, after its problems are
solved or improved. As a start, we suggest the unification of the Divinity
Associate Degree Program and Divinity Bachelor Completion Program, which currently
operate entirely independently from each other. Furthermore, it would be a
significant development if Preparatory Arabic Class can be offered by creating
new online classes and/or collaborating with the Faculties of Theology. A
similar method can be followed for courses that don’t lend themselves easily to
the open education system. In our opinion, equivalence of diplomas given by the
Open Education Divinity Schools to the diplomas given by the traditional Faculty
of Theology would be realistic, accurate and fair only after these solutions are
implemented.
Open Education Religious Education The Associate Degree Theological Program The Divinity Diploma Upgrade Program
Subjects | Religious Studies |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2017 |
Submission Date | October 30, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.