Tabersî
(ö. 548/1154), Şiî tefsir geleneğinde ikinci orta dönem veya birinci dirâyet
dönemindeki müfessirlerden birisidir. Çeşitli ilim dallarında geniş ilme sahip
olan Tabersî, müfessir, muhaddis ve fakih olarak anılmıştır. Birçok eser kaleme
alan Tabersî’nin tefsir alanında yazmış olduğu teliflerinden biri Mecmeü’l-beyân
fî tefsiri’l-Kur’ân’dır. Bu kaynakta kıraatlere geniş bir şekilde yer veren
müfessir, kıraatleri naklederken onların ihticâcında bazı deliller kullanmış ve
kıraatlerin temellendirmesini bu çerçevede yapmıştır. İhticâc, kıraat
farklılıklarının sahîhini zayıfından ayırarak sahîh kıraatleri tespit eden ve
sahîh olarak kabul edilen bir vechi tercih etmede kıraatin isnâd, Mushaf hattı
yanında diğer tüm naklî ve dilsel delillerle hüccetlendiren bir ilimdir.
Tabersî, her sûrede âyetlerle ilgili öncelikle القراءة alt
başlığı altında kıraatleri zikretmiş sonrasında ise الحجة
ifadesiyle kıraatlerin hüccetini nakletmiştir. Bu şekilde müfessir, hemen hemen
kıraatlerin zikredildiği her yerde dilsel ve nakli hüccetlerle onları
delillendirmeye başvurmuştur. Nakli hüccetlerde isnad, Mushaf hattı, âyet,
hadis, sahabe ve tabiûnun okuyuşlarını zikretmiştir. Dilsel hüccetlerde ise
Arap şiiri, Arapça deyim, lehçe, sarf ve nahiv kurallarından faydalanmıştır. Bu
çalışmada kıraatlerin ihticâcında kullanılan deliller Tabersî’nin Mecmeu’l-beyân
adlı tefsiri örneğinde incelenmiştir.
Özet: Şîanın önde gelen âlimlerinden biri olan Tabersî’nin (ö. 548/1154) tam
adı Fadl b. Hasan b. Fadl et-Tabersî’dir.
O, Taberistan’da bazı rivâyetlere göre ise Kaşan ve İsfahân bölgeleri
arasında Tefrîş adı verilen bir köyde doğmuştur. Doğduğu yer olan Taberistan’a
nisbetle Tabersî; başka bir görüşe göre ise doğduğu yer olan Kaşan ve İsfehân
arasında Tefrîş adı verilen ve Arapça’ya Tabris diye geçen Tabres’e nisbetle
Tabresî denilmiştir. Müfessir; Emînü’l-islâm, Emînü’d-din ve
Umdetü’l-Müfessirin lakaplarıyla da tanınmıştır. Ayrıca Tabersî, öldüğü yere
nisbetle Sebzvârî; defnedildiği yere nisbetle Meşhedî ve Tûsî nisbetleriyle de
anılmıştır. Birçok alanda yetkin olan Tabersî, kaynaklarda müfessir, muhaddis
ve fakih olarak nitelendirilmiştir. İslami ilimlerde birçok eser kaleme alan
müfessirin tefsir alanında yazmış olduğu eserlerinden biri Mecmeu’l-beyân
fî tefsîri’l-Kur’ân’dır. Müfessir, mukaddimesinde “Tibyân nurundan
faydalandığım bir kılavuzdur, ben de onun izlediği yöntemi esas alarak konuları
kaleme alıyorum” ifadesiyle bu tefsirini Tûsî’nin (ö. 460/1067) et-Tibyân
adlı eserinden istifade ederek telif ettiğini belirtmiştir. Ayrıca müellif, bu
eserini kendisinin de ifadesiyle bir hayli yaşlanıp saçları ağardıktan sonra
bazı dostlarının teşviki ile ve kendisinin de bu alandaki eksikliği görmesiyle
yazmaya başlamış ve bunun için çok çaba sarfetmiştir. Şiî tefsir tarihindeki
birinci dirâyet döneminde yazılan bu tefsir, şiî müfessirlerin önceki
dönemlerine göre daha mutedildir. Bunun en temel göstergesi, Kur’ân’ın tahrif
edildiği iddiasının bu dönemde kesin bir ifadeyle kabul edilmemesidir. İkinci
önemli gösterge ise hulefâ-i râşidinin ilk üçü ile sahabîlerin bazılarına
hakaret, onur kırıcı ifadeler taşıyan nakillere itibar edilmemesidir. Üçüncü
önemli gösterge ise âyetlerin çoğunun lügavi tahlil, Arapça deyim ve şiirle
delillendirme, kıraat vecihleriyle alakalı açıklamaların Ehl-i Sünnet ekolüne
mensub müfessirlerin görüşleriyle büyük ölçüde örtüşür biçimde tefsir edilmiş
olmasıdır.
Tabersî,
sûre içinde alt başlıklarla hemen hemen her âyette kıraat alt başlığı
altında kıraatleri zikretmiş sonrasında ise hüccetuhu ifadesiyle
kıraatlerin hüccetini nakletmiştir. Bu şekilde müfessir hemen hemen kıraatlerin
zikredildiği her yerde dilsel ve nakli hüccetlerle onların ihticâcında bazı
deliller kullanmış ve kıraatlerin temellendirmesini bu çerçevede yapmıştır.
İhticâc, kıraat farklılıklarının sahîhini zayıfından ayırarak sahîh kıraatleri
tespit eden ve sahîh kategorisinde zikredilen bir vechi tercîhte kıraatin
isnâd, Mushaf hattı ve diğer tüm naklî ve dilsel hüccetleriyle temellendiren
bir ilimdir. İhiticâc olgusu ihticac bi’l-kırâât ve ihticac li’l-kırâât olmak
üzere iki çeşittir. İhticâc li’l-kırâât bir okuyuş veçhinin tespit ve
tercihinde isnad, Mushaf hattı, Arap dili, sarf -nahiv kaideleri, lehçe
farklılıkları gibi dilsel hüccetler ile âyet, hadis, kıraat, Arap kelamı ve
şiiri gibi nakli hüccetlerin kullanılmasıdır. İhticâc bi’l-kıraat ise
kıraatlerin ilim dalının herhangi bir meselesi için delil olarak
kullanılmasıdır.
Tabersî,
kıraat vecihlerinin sahihliğini ortaya koyan isnad ve resm-i Mushaf gibi
tespiti hüccetlere de yer vermiştir. İsnad, kişinin kıraati kendisinden önce
aldığı şahıslara nispet etmesidir. Bu nispet Hz. Peygamber’e kadar varmaktadır.
İsnad zincirinde yer alan kişiler ise senedi oluşturmaktadır. Tabersî, kıraatin
tespitinde sahih bir isnadın temel unsur olmasından hareketle mukaddimesinde
şehirlerde meşhur olan kurrânın ve ravilerinin isimlerini verip Hz. Peygamber’e
kadar varan isnad zincirlerini aktarmıştır. Tabersî’nin kıraatlerin tespiti
hüccetinde kullanmış olduğu bir diğer unsur resm-i mushafdır. Müfessir,
kıraatlerin hüccetini mushaf hattına uymak için, mushafta böyle yazıldı
ifadelerini kullanarak Mushaf hattındaki yazılışları delil olarak kullanmıştır.
Tabersî, kıraat vecihlerinin ihticâcıyla ilgili tercihi hüccetlere de yer
vermiştir. Tercihi hüccetler, tespiti hüccetler vasıtasıyla sahihliği tespit
edilen kıraatler arasında seçim yapmayı sağlayan delillerdir. Bu hüccetler
tespiti hüccetlere dayalı ve müstakil olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır.
Müstakil hüccetler, tespit hüccetleriyle alakalı olmayıp kendi başlarına
müstakil olarak iki sahih kıraatten birini tercih etmede kullanılan hüccet
kategorilerini içermektedir. Bu kategoriler dilsel, nakli, akli ve özel
hüccetler olmak üzere dört kısma ayrılmaktadır. Tabersî, tercihi hüccet
kategorisinde nakli delillerden ayet ile ihticâcda bulunmuştur. Müfessir,
kıraatlerin ihticâcında bu metoda geniş bir şekilde yer vermiştir. O, bazen
âyetin siyak ve sibakından bazen de diğer âyetlerdeki kullanımlarından delil
getirerek kıraatlerin temellendirmesini yapmıştır. Tabersî, tercihi hüccet
kategorisinde nakli delillerden Hz. Peygamber’in sözleriyle de ihticâcda
bulunmuştur. Bu metotta müfessir, kıraat vecihlerini naklettikten sonra Hz.
Peygamber’in sözlerinden örnek vererek istidlâlde bulunmuştur. Tabersî, tercihi
hüccet kategorisinde nakli delillerden kıraatlerle de ihticâc da bulunmuştur.
Bu bağlamda müfessir, kıraatleri naklettikten sonra “وهو قراءة” ifadesiyle sahabe ve tabiûnun
okuyuşlarını zikretmiştir. Ayrıca bu metodda müfessir bazen seb‘a ve aşere kurrasına
nispet edilen okuyuşları bazen de şâz olarak nitelediği okuyuşları zikrettikten
sonra sahabe ve tabiunun kıraatleriyle bu okuyuşların tevcihini yapmıştır.
Tabersî, tercihi hüccet kategorisinde nakli delillerden Arap şiirlerinden ve
Arapça deyimlerden de geniş bir şekilde faydalanmıştır. Kıraatlerin tevcihinde
kullanılan delillerden bir diğeri ise dilsel hüccetlerdir. Kıraatler, Arapça
olarak nazil olan Kur’an-ı Kerim’in lafzıyla alakalı olduğundan Arap dili ile
irtibatlıdır. Tabersî, kıraat vecihlerinin tevcihinde Arap diline ait olan sarf
ve nahiv kaideleri, lehçesel farklılıklar gibi unsurlardan geniş bir şekilde
faydalanmıştır. Müfessir, kelimelerin manalarıyla beraber lafzi özelliklerine
de vurgu yaparak, Arapça dilbilgisinden faydalanmış; kıraat vecihleriyle
alakalı sarfî ve nahvî izahlarda bulunmuş ve bu vecihlerle ilgili dilsel
kuralları açıklamıştır.
al-Tabarsī
is one of the glossators in the Shī‘ah gloss tradition in the second
middle period or first sagacity period. al-Tabarsī who had a wide knowledge in
the various knowledge branches was mentioned as a glossator, narrator of
Mohammad’s all sayings, deeds and approvals and scribe. One of compilations
that al-Tabarsī wrote it in the field of gloss is Macmau-l-bayān fī
tafsīri-l-Qur’ān. The glossator who widely included the recitations in this
work used some evidence related to their averment while he was reporting the
recitations, and he made the recitations’ justification in the framework. The
averment is a science which determines the correct recitations as
distinguishing the correct one of recitation’s differences from the deficient
one, and which founds an aspect of the correct category with all the other
transferred and linguistic arguments of recitation in the predilection besides
the imputation, the formal Qur’ān. Al-Tabarsī first mentioned the recitations
under the subtitle of recitation related to the verses in each sura and then
transferred the argument of recitations with the term of argument. So the
glossator applied to give evidence on them with the linguistic and transferred
arguments in each of the parts that the recitations were nearly mentioned. He
mentioned the imputation, the Qur’ān lettering, verse, hadith, companion and
natural people’s readings. He used
Arabic poetry, Arabic idiom, dialect, grammar and syntax rules for the
linguistic arguments. In this study, the evidences which were used in the
recitations’ averment are reviewed in the sample of al-Tabarsī’s gloss in the
name of Majmau-l-bayān.
Summary: Full name of
al-Tabarsī who was one of the leading scholar of Shī‘a is Fadl b. Hasan b Fadl
al-Tabarsī. He was born in Thabaristan. According to some narration he was born
in village named Tafrish which is between Kashan and Isfahan. He was called
al-Tabarsī by reference to his hometown
Thabaristan, according to another opinion he was called al-Tabarsī which comes
from his birth place known as Tafrish located between Kashan and Isfahan.
Tafrish was translated into Arabic as Tabars. Also, the commentator was known with
nicknames such as Amīnü’l-islām, Amīnü’d-dīn and Umdatü’l-Mufassīrīn. He was
called Sebzevarī due to the place where he died and named Maşhadī and Ṭūsī
because of the place where he was buried. Although he is proficient in many
fields, he has been described in the sources as commentator, muhaddīth and
faqīh. Mufassīr has written many works in Islamic sciences. one of his works
written in the field of commentary is Mujmau-l-bayān fī tafsīri-l-Qurʾān.
Mufassīr stated that he wrote this commentary by taking advantage of Ṭūsī 's
(d. 460/1067) al-Tibyān by saying “It is a guide from which I benefited from
Tibiān light, and I write the subjects on the basis of his method”. The author
started to write this work with the encouragement of some of his friends after
he had aged quite a bit and his hair turned white. and he saw a gap in this
area. He spent a lot of effort to fill that gap. This commentary, written
during the first dirayet of the Shī‘a exegesis, is more moderate than the
previous periods of Shī‘a commentators. The most basic indicator of this is the
definitive rejection of the falsification of the Qurʾān in this period. The
second important indicator is that insults and degrading expressions about the
first three of the hulafā-i rashid and some of the companions are not accepted.
The third important indicator is that most of the verses have been interpreted
in a manner that corresponds to the views of the Ahl al-Sunnah school in
linguistic analyses and proved by appealing to Arabic poems and sayings.
al-Tabarsī mentioned
recitation almost in all verses as a subtopic. He performed this in the surah
by using subtopics. Then he has used “hujjatuhu” (its evidence) expression to
narrate the evident of qirāʾāt. By doing so, commentator grounded qirāʾāts by
using their evidences utilizing linguistic and narrative evidences in nearly
every mentioned qirāʾāts. İhtijaj is a science that determines the authentic
readings by distinguishing authentic readings from the weak ones, and that
grounds the reading in the choice of an angle, which is mentioned in the
authentic category, with isnād, Mushaf script and all other narrative and
linguistic evidences. There are two types of ihtijaj which are ihtijaj
bi-l-qirāʾāt ve ihtijaj li-l-qirāʾāt. İhtijaj li-l-qirāʾāt uses the linguistic
evidences such as isnād, Mushaf line, Arabic language, consumables-nahiv
pedestals, polish differences and the narrative evidences such as verses,
hadith, qirāʾāt, Arabic words and poetry in determination and preference of a
reading aspect. ihtijaj bi-l-qirāʾāt is the use of kıraa as evidence for any
matter of science.
al-Tabarsī has also
mentioned detection proofs which reveal
the authentic ways of qirāʾāt like isnād and rasm al-mushaf. Isnād is
attribution to whom take the qirāʾāt from previous persons. This proportion
reaches up to the Prophet. The persons in the chain of isnād constitute this
chain. al-Tabarsī has given in preface the names of the recitors and narrators,
which are famous in the cities, based on the fact that an authentic attribute
is the basic element in the determination of the qirāʾāh. Thus he passed on the
chains of isnād that reached up to the Prophet. Another thing that al-Tabarsī
used in the determination proof of qirāʾāh is rasm al-mushaf. The commentator
has used the spelling of al-mushaf scripture as evidence by saying “written in
al-mushaf like this”. al-Tabarsī, also mentioned preferable evidences about
ways of qirāʾā’s proof. Preferred proofs, are evidence to make choosing between
qirāʾāh whose authenticity is defined by means of determination proofs. These
evidences are divided into two parts which are determination proofs-based and
special. Special evidence has not relation with the determination proofs. It
contains evidence categories used to prefer one of the two authentic qirāʾāh as
special. These categories are divided into four parts: linguistic, transplant,
mental and private. al-Tabarsī has evidenced with verses of narrative proofs in
the preferred evidence category. The commentator has mentioned about this
method for qirāʾā evidence extensively. He has grounded qirāʾāh by using
verses. al-Tabarsī also has evidenced these matters by using words of the
Prophet from narrative proofs in the preferred evidence category. In this
method commentator has evidenced from hadith after mentioning qirāʾāh ways.
al-Tabarsī evidences from narrative proofs with qirāʾāh preferred evidence
category. In this context, the commentator mentioned recitation of companion
and followers by saying his qirāʾāh after reporting qirāʾāh. Moreover, the
commentator has sometimes mentioned recitations which is related with reading
seven of the recitation and reading ten of the recitation sciences qurra
recitation and sometimes mentioned recitations which are known as shadhdh.
Then, he has examined these recitations with the qirāʾāh of companions and
followers. al-Tabarsī has benefited from narrative evidences, Arabic poetry and
phrase in the preferred evidence category extensively. Another evidence used
for examination of qirāʾāh is linguistic evidences. Qirāʾāh are related with
Arabic language because it has connection with Qur’ānic wording which revelated
in Arabic. al-Tabarsī has benefited from some things such as Arabic grammar
rules and dialectic differences extensively. The commentator has benefited from
Arabic grammar by emphasizing the meaning of the words with the literary
features. He has explained grammar statement related with qirāʾāh aspects. He
has also explained linguistic rules which are about aspects.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2019 |
Submission Date | September 16, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 23 Issue: 2 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).