The purpose of this study is to reveal the function of the concept of Infāq, which is included in the terminology of the Qurʾān itself, in social assistance and solidarity. Poverty has always been one of the social problems from past to present. Although it is analyzed differently in each society via different criteria, poverty generally refers to the condition in which a person lacks the basic necessities for a minimum living standard. Unfortunately, millions of people starve for basic biological and social needs such as nutrition, shelter, education, health, and even water. This is a shame for the humanity. There are both international and national charities working to reduce the misery and poverty. However, due to socio-economic and structural problems such as globalization, disproportion in income distribution, unemployment, overpopulation, economic crises, lack of social security systems, and wars, poverty rises gradually and it is still one of the major social problems needed to be solved. Islam which is the last one of Abrahamic religions and its holy book Qurʾān consider social cooperation and solidarity pretty important within the context of Infāq and hold the believers responsible for the organization of social life. Infāq is an umbrella concept in the Qurʾān, referring to all expenses and cooperation in the name of Allah and it is one of the main qualities of believers. Infāq, which includes other forms of cooperation such as obligatoryalms (zakāt) and charity (ṣadaqā), enables a person to share his tangible values with those who have worse life conditions than himself. In this way, the Quran aims to promote human relations and thereby enhancement and peace in the society. In other words, Infāq aims to eliminate social injustice which refers to social and economic inequalities, to protect the economically weak people against the difficulties in life, and thereby, to maintain economic and social stability. Helping the needy is a powerful path toward having spiritual peace, removing selfish feelings, and keeping emotional wellbeing. People with good mental health will be able to build more humane relationships with others. It is obvious that Infāq would play an important role inbuilding a sense of fellowship and trust. A wealth of person who shares his wealth with the poor will be deemed legitimate by the needy people. Thus, the needy people would be freed from negative feelings and behaviors such as jealousy, incapacity, hatred, bullying, and hostility, and feel a sense of fellowship and gratitude towards those who have better life conditions. One of the most important reasons for robbery, extortion, purse-snatching, and etc., which are currently occurring more frequently, is economic deprivation. Considering the fact that this kind of incidents takes place more frequently in poor countries than developed ones, it is obvious that Infāq has a strategic role in fulfilling the basic needs of the needy. Poverty might be linked to violence, which might end up with murder. Infāq which is divine cooperation approach would take an important role in fighting against criminal incidents that cause fear and indignation. Moreover, the Quran does not specify any certain economic condition to be able to do Infāq, and thereby, it makes people with various economic abilities become a part of the social cooperation. As everyone would take care of people who are relatively worse off, interindividual trust will be strengthen and circle of cooperation will be expanded. According to the Qurʾān, people’s all goods and possessions actually belong to Allah. People are just the trustees of this wealth. Allah grants as much wealth as He wills to whomever He wills. While the rich is responsible for sharing their wealth with the needy, the poor is responsible for bearing the troubles caused by poverty with patience and endeavoring to make money in a halal way. Unless Infāq is done in order to please Allah, it does not have any significance in the presence of Allah. The reason why people have different material living conditions is that both the poor and the rich are subject to test. Thus, they would get rewards for hereafter besides the sustaining of social unity and solidarity. Allah is the only warrantor of the tangible and spiritual wealth gained in return for Infāq.
Bu çalışmanın amacı, Kur’ân’ın bizzat kendi terminolojisi içinde yer alan infak kavramının sosyal yardımlaşma ve dayanışma noktasındaki işlevini ortaya koymaktır. Geçmişten günümüze yaşanan toplumsal problemlerden biri yoksulluktur. Toplumdan topluma farklı ölçütler dikkate alınarak değerlendirilse de yoksulluk genel anlamda, asgari hayat standartlarının altında olma durumunu ifade etmektedir. Maalesef beslenme, barınma, eğitim, sağlık hatta su gibi temel biyolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayamayan milyonlarca insan yaşam mücadelesi vermektedir. Bu insanlık adına utanç verici bir durumdur. Söz konusu sefalet ve fakirliğin azaltılması yolunda uluslararası yardım kuruluşları yanında ulusal yardım kuruluşları da faaliyetler yürütmektedirler. Ancak küreselleşme, gelir dağılımındaki dengesizlik, işsizlik, nüfus artışı, ekonomik krizler, yetersiz sosyal güvenlik sistemleri, savaş gibi sosyoekonomik ve yapısal sorunlara bağlı olarak yoksulluk, her geçen gün biraz daha artmakta ve çözülmeyi bekleyen toplumsal bir problem olarak önemini korumaktadır. Semavi dinlerin sonuncusu İslam ve onun buyruklarını içeren kutsal kitabı Kur’an, ‘infak’ kavramı bağlamında sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya oldukça önem vermekte, müminlere sosyal hayatın düzenlenmesi noktasında sorumluluklar yüklemektedir. İnfak, Kur’an’da Allah yolundaki tüm harcamaları ve yardımlaşmayı içeren bir çatı kavramdır ve müminlerin temel özellikleri arasında yer almaktadır. Zekât ve sadaka gibi diğer yardımlaşma türlerini de içine alan infak ibadeti, kişinin sahip olduğu maddi değerleri kendisinden daha kötü durumda olan kimselerle paylaşmasına imkân tanımaktadır. Böylece insanlar arası ilişkilerin dolayısıyla toplumun ıslahı ve huzuru hedeflenmektedir. Diğer bir ifadeyle infak, sosyal adaletsizliği yani toplum içerisindeki ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin giderilmesini, ekonomik açıdan güçsüz insanları yaşamın zor şartlarına karşı korumayı dolayısıyla toplum içerisindeki ekonomik ve sosyal dengeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Muhtaç insanların yaralarına merhem olma neticesinde hissedilecek olan manevi huzur kişilerin bencilce duygulardan kurtulmasının, ruhsal açıdan daha sağlıklı bireyler olmasının yolunu açacaktır. Sağlıklı ruh yapısına sahip bireyler ise diğer insanlarla ilişkilerini daha insani düzeyde gerçekleştirebileceklerdir. Kardeşlik ve güven duygusunun oluşmasında infakın önemli bir rol oynayacağı açıktır. Varlığını yoksul insanlarla paylaşan bir kişinin serveti, muhtaç insanlarca meşru kabul edilecektir. Böylelikle kıskançlık, çekememezlik, kin, zorbalık, düşmanlık ve benzeri duygulardan kurtulan yoksul kişiler, kendilerinden daha iyi durumda olanlara karşı kardeşlik ve minnet hisleri besleyeceklerdir. Toplum içinde, özellikle günümüzde daha sık gündeme gelen hırsızlık, gasp, kapkaççılık ve benzeri hadiselerin önemli nedenlerinden biri de ekonomik şartların yetersizliğidir. Yoksul ülkelerde bu tür olayların gelişmiş ülkelere nispetle daha fazla yaşandığı düşünülürse maddi ihtiyaçların giderilmesinde infak olgusunun anlamı ziyadesiyle anlaşılacaktır. Basit hayati ihtiyaçlar, sonu cinayetle biten hadiselerin baş nedeni olabilmektedir. Kur’an’ın, yardımlaşma anlayışına ilahi bir çözüm olarak sunduğu infak, toplum içinde korku ve infial oluşturacak bu tür hadiselerin önüne geçmekte etkili olacaktır. Ayrıca İnfakın yapılabilmesi için belli bir ekonomik düzeyin şart koşulmaması, toplum içinde farklı düzeylerde imkânlara sahip tüm kişileri aktif olarak yardımlaşma sürecine katacaktır. Zira her bir birey kendisinden daha kötü durumda olan bir başka kişiye yardımcı olmak ve bir ihtiyacını gidermek gayreti içinde olacağından bireyler arası güven pekişecek ve yardımlaşma çemberi genişleyecektir. Kur’an, insanoğlunun sahip olduğunu zannettiği her şeyin gerçekte Allah’a ait olduğunu bildirmektedir. İnsan, servetin, mal ve mülkün dünya hayatındaki emanetçisidir. Allah dilediği kullarına dilediği kadar rızık vermiştir. Zengin, sahip olduklarını muhtaç kişilerle paylaşmak sorumluluğunu taşırken, yoksul kişi durumuna sabredip rızkını helal yoldan temin için çaba harcamakla yükümlüdür. Ancak infak ibadeti, Allah rızasını kazanmaya yönelik olmadığı sürece ilahi anlamda bir değeri yoktur. İnsanların farklı ekonomik düzeylerde olmalarının temel nedeni hem muhtaç olanların hem de varlıklı olanların sınava tabi tutulmalarıdır. Böylece sosyal birlik ve beraberliğin tesisi yanında ahirete yönelik kazanımlar elde edilmiş olmaktadır. İnfak karşılığında elde edilecek maddi ve manevi kazancın garantörlüğünü bizatihi Allah üstlenmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2021 |
Submission Date | January 24, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 25 Issue: 1 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).