Bir hayır ve yardımlaşma müessesesi olarak İslâm’ın ilk ortaya çıktığı andan itibaren uygulama alanı bulan vakıf kurumu, İslâm toplumlarında zamanla gelişerek yaygın bir kurum haline gelmiştir. Osmanlı Devleti dönemlerine gelindiğinde ise bu kurumları genişleyerek farklı hizmetleri uhdesine alan kurumlar haline gelmiştir. Böylelikle hayrî, zürri, avarız, hayvanlara yönelik vakıflar, imarethaneler, aşevleri, camiler, eğitim kurumları vs. gibi birçok farklı yapıda ve farklı amaca yönelik vakfın kurulduğu görülür. Vakfa ait gelirlerin farklı biçimlerde paylaştırıldığı vakıf çeşitleri de bu dönemde geliştirilmiştir. Vakfın amacına yönelik olarak gelişen vakıf çeşitlerinden biri de aile vakıflarıdır. Zürri, ehli, evlatlık gibi birçok farklı isimle nitelendirilen aile vakıfları Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet döneminde hukuki açıdan çeşitli gerekçeler ile eleştirilmiş ve meşruiyeti sorgulanmıştır. Bu eleştirilerin ilk ortaya çıkışı daha çok oryantalist çalışmalarda görülmektedir. Bu çalışmalar neticesinde başlayan bu meşruiyet sorgulaması, Türk tarihçi ve hukukçular arasında da kaleme alınmış ve aile vakıflarının gayr-i meşru olduğuna yönelik iddialar temellendirilmeye çalışılmıştır. Zamanla bu eleştiriler aile vakfı özelinden çıkarak bütün bir İslam vakıf sistemini hukuki açıdan sorgular hale gelmiştir. Daha ziyade 19. yüzyılın sonlarından itibaren revaç bulan bu eleştirilerin gerekçeleri ve haklılık payının araştırılması günümüz vakıf sisteminin geliştirilebilmesi açısından da ayrı bir önemi haizdir. Çünkü bu eleştiriler neticesinde İslâm’ın ortaya çıkarıp geliştirdiği toplumsal birliktelik sağlayan en etkili kurumlardan biri olan vakıflar zamanla önemini yitirmiş ve kurulan vakıflarda gözle görülür bir azalma meydana gelmiştir. Daha önce kurulmuş olan vakıflar ise bir şekilde hukuki gerekçeler ileri sürülerek bireysel mülkiyete geçirilmiştir. Bu gerekçelerden hareketle çalışma, ortaya atılan bu iddiaların gerçeklik payını tespit etmeyi ve aile vakıflarının İslâm hukukundaki meşruiyetine ilişkin tartışmalara eleştirel bir yaklaşım sunmayı, bu sayede vakıf sisteminin İslam’daki hukuki zeminini gün yüzüne çıkarmayı hedeflemektedir. Aile vakıfları mahiyeti itibariyle vakfın gayesine yönelik bir vakıf çeşididir. Adı her ne kadar aile olarak nitelense de terimsel manada aile kavramından daha geniş nitelikte bir vakfı ifade etmektedir. Bu anlamda ilk olarak özel belirlenen kişilere sonrasında ise genel sadaka sınıflarından birine yapılan vakıfları ifade eder. Özel olarak belirlenen kişilerin aile bireyleri arasında olma zorunluluğu yoktur. Çoğunlukla bu tür vakıfların aile fertlerine yönelik kurulmasından hareketle bu isimle anılmaktadır. Bu vakıfların meşruiyetine dair deliller incelendiğinde bizzat Hz. Peygamber’in uygulamalarından örnekler görülebildiği gibi Kur’ân-ı Kerîm ayetlerinden de bu vakıfların da kapsamına gireceği genel nitelikli ayetler de müşahede edilmektedir. Öte yandan sahabenin hemen tamamı tarafından kurulan vakıflarda da aile vakfına dair örneklere rastlanılmaktadır. Aile vakıflarının meşruiyetine feraiz hükümlerine aykırılık, müsadereden kaçınma, malın mirasçılar tarafından parçalanmasına engel olma ve derebeylik sistemine yol açma gibi dört ana sebep çerçevesinde itiraz edilmekte ve meşru olmadığı ileri sürülmektedir. Ancak Osmanlı Devleti başta olmak üzere İslâm toplumlarında asr-ı saadetten bu yana bu vakıfların kurulmuş olması eleştirilerin gerçeklik payına dair soru işareti uyandırmaktadır. Eleştirilerin detayına inildiğinde hakiki anlamda bir meşruiyet sorgulamasının olmadığını sadece yanlış anlaşılmadan kaynaklanan hatalı yorumlama olduğu rahatlıkla görülebilir. Sonuç olarak görülecektir ki, müslümanların tarih boyunca yaptıkları uygulamanın gayr-i meşru olduğunu söylemek mümkün değildir. Aile vakıfları İslâm’ın genel hükümlerine aykırı olmayan, aksine İslam vakıf kültürünü ve toplumsal dayanışmayı üst seviyelere çıkarak bir müessese olarak tarihte yer almıştır. Bu vakıfların günümüzde de uygulama alanı bulması toplumsal ve ekonomik açıdan son derece elzemdir.
The foundation (waqf), which is a charity institution that was able to find an application area since the emergence of Islam, has developed over time in Islamic societies and has become a common institution. In the Ottoman Empire, these institutions had incorporated different services into its structure. This expansion has also led to the establishment of many different types and purposes of foundations such as charities; family, animal care, hospice, foodbank and educational institutions and mosques. Types of foundations in which the incomes of the foundation were shared in different ways were also developed in this period. Family foundations are one of the types of foundations established for the purpose to share of income. Family foundations, which are characterized by many different names such as “zürri” (familial), “ehli” (domestic) and “evlatlık” (filial), have been criticized legally for various reasons in the last period of the Ottoman Empire and the Republic period, and their legitimacy has been questioned. This questioning of legitimacy, which started especially with orientalist studies, was also written among Turkish historians and lawyers, and attempts were made to base the claims that family foundations are illegitimate. In time, these criticisms came out of the family foundations and became legally questioning the entire Islamic foundation system. Investigating the justification of these criticisms, which have been popular since the end of the 19th century, is of particular importance for the development of today's foundation system. Because as a result of these criticisms, the foundations, which are one of the most effective institutions that provide social cohesion and that Islam has created and developed, have lost their importance over time and there has been a noticeable decrease in established foundations. Previously established foundations were somehow transferred to individual ownership on legal grounds. Based on these reasons, the study aims to determine the truth of these claims and to offer a critical approach to the debates on the legitimacy of family foundations in Islamic law, thus revealing the legal basis of the foundation system in Islam. In terms of nature, family foundations are a type of foundation for the purpose of the foundation. Although its name is described as family, it indicates a foundation that is broader than the concept of family. In this sense, it refers to foundations established first for private individuals and then for one of the general charity classes. Specially designated persons do not have to be among family members. It is referred to by this name as these foundations are mostly established for family members. When the evidence regarding the legitimacy of these foundations is examined, examples from the practices of the Prophet himself can be seen, as well as general verses from the Qur'an that will be included in the scope of these foundations. On the other hand, there are examples of family waqfs in foundations established by almost all of the Companions. The legitimacy of family foundations is challenged within the framework of four main reasons such as violation of the provisions of legacy, avoiding to be confiscated, preventing the fragmentation of property by the heirs and causing the feudal system and it is claimed to be illegitimate. However, the fact that these foundations have existed in Islamic societies since the golden age, including the Ottoman Empire raises a question about the authenticity of the criticisms. When examining the details of the criticisms, it can be easily seen that there is no question of legitimacy in the real sense, only a misinterpretation arising from misunderstanding. As a result, it will be seen that it is not possible to say that the practices of Muslims throughout history are illegitimate. Family waqfs have taken place in history as an institution that does not contradict the general provisions of Islam, on the contrary, by increasing Islamic foundation culture and social solidarity. It is extremely important for these foundations to find a field of application in social and economic terms now.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2021 |
Submission Date | February 9, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 25 Issue: 1 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).