Bu araştırmanın konusunu bireysel dindarlık olarak değerlendirilebilen yeni çağ inanışları oluşturmaktadır. Araştırmanın amacı ise yeni çağ inanışlarının bireylerin dini bilgi ve dindarlık düzeyi ile ilişkisini ölçmektir. Bilindiği üzere klasik sekülerleşme kuramcıları modernleşme süreci ile dini, mitolojik ve benzeri doğaüstücü yapıların tedrici olarak önemini yitireceğini öngörmüştür. Buna göre din sadece toplumsal kurumlar üzerindeki belirleyici etkisini kaybetmeyip, aynı zamanda bireyin yaşamından da önemli ölçüde çekilecektir. Ancak müesses dinin (post)modern toplumlarda göreceli olarak geçmişe nazaran yaşama yön verme noktasında belirleyici rolünü yitirdiyse de hala önemli bir toplumsal kurum olarak farklı biçimlerde varlığını sürdürdüğü söylenebilir. Bir başka deyişle, kurumsal dinin zayıfladığı toplumlarda dinselliğin farklı biçimlere büründüğü ifade edilebilir. Bu bağlamda, 1960 sonrasında Batı toplumlarında yeni dinsellik formlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Sosyolojik araştırma geleneğinde bahsi geçen dinsellik formlarını tanımlamak için yeni dinler, yeni dini hareketler, yeni çağ hareketi veya yeni çağ maneviyatı gibi kavramlar ortaya atılmıştır. Modernleşen ülkemizde de benzer dinsel yapıların görünürlük kazanmaya başladığı tespit edilmektedir. Konu sosyal bilimin pek çok alt disiplininde farklı açılardan araştırılmaktadır. Bu çerçevede nicel desende tasarlanan mevcut araştırma Bursa’da okuyan 382 üniversite öğrencisi ile yapılmıştır. Araştırmada dine öznel önem verme ile yeni çağ inanışları arasında negatif yönlü bir korelasyon bulunmuştur.
The subject of this research is the new age beliefs, which can be considered as individual religiosity. The aim of the research is to measure the relationship between new age beliefs and the level of religious knowledge and religiosity of individuals. As it is known, classical secularization theorists predicted that religious, mythological and similar supernaturalist structures will gradually lose their importance with the modernization process. Accordingly, religion will not only lose its decisive influence on social institutions, but will also withdraw from the life of the individual to a significant extent. However, it can be said that although established religion relatively has lost its decisive role in directing life in (post)modern societies in comparison to the past, it still continues to exist in different forms as an important social institution. In other words, it can be stated that religiosity takes on different forms in societies where institutional religion has weakened. In this context, it is seen that new forms of religiosity emerged in Western societies after 1960. Concepts such as new religions, new religious movements, new age movement or new age spirituality have been put forward to describe these forms of religiosity in the tradition of sociological research. It has been determined that similar religious structures have begun to gain visibility in our modernizing country. The subject is investigated from different angles in many sub-disciplines of social science. In this context, the current research, which was designed in a quantitative design, was conducted with 382 university students studying in Bursa. In the study, a negative correlation was found between giving subjective importance to religion and new age beliefs.
Sociology of Religion Modernization Secularization New Religious Movements New Age Beliefs.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2022 |
Submission Date | February 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 26 Issue: 1 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).