Sosyal bilimler disiplininde erkeklik, multidisipliner bir alana işaret etmektedir. Erkekliğin hem bilim alanında hem de gündelik yaşamda nelere tekabül ettiğini anlamak için cinsiyete dair fikirlerin pratik zeminlerine bakılmalıdır. Toplumsal cinsiyet çalışmalarında, çoğunlukla kadınların sosyal ezilmişliklerine vurgular yapılmaktadır. Erkeklik çalışmaları tarihsel, kültürel ve toplumsal bir kurgu olarak, eril iktidarın kaynaklarına ışık tutmayı amaçlayan bir çalışma alanıdır. Erkekliğin kültürden ve dinden bağımsız bir olgu olarak düşünülmesi mümkün gözükmemektedir. Kadınlığa dair araştırmaların gelişimi içinde erkeklerin varlığı ihmal edilmektedir. Kadınların ezilmişliği nasıl yaşadığını anlamanın bir yolu olarak bu çalışma, erkeklerin eril iktidar konumlarını nasıl sürdürdüklerini ve tahakkümlerini nasıl inşa ettiklerini anlama çabasıdır. Kadınlar, erkekliğin inşa sürecinde anne, cinsel partner, kız arkadaş, iş yeri arkadaşı vb. olarak merkezi bir öneme sahiptir. Sadece ataerkilliğin kurbanı olarak değil, ataerkil düzenin inşasında önemli bir kurucu olarak kadınların cinsiyetle ilişkili dinsel pratiklerine bakılması, erkekliğin sosyal kurgusunun nasıl oluştuğunun anlaşılmasına katkılar sunmaktadır. İslam dini özelinde toplumsal cinsiyet normlarının ve egemen erkeklik düşüncesinin dinsel zeminleri, kadınların erkeklik algıları ekseninde irdelenmektedir. Erkekliğin İslam dinindeki tasniflerinin, kadınlar tarafından nasıl anlaşıldığı, kadınların sosyal yaşamlarında nasıl karşılık bulduğunu, kadınların ezilmişlik ve dışlanmışlıklarında erkeklik-din ilişkisinin nasıl bir rol oynadığını sorgulayan bu araştırma, sahada toplanan veriler ışığında bazı sonuçlar çıkarmaktadır. Sahada yapılan görüşmeler neticesinde, kadın öğreticilerin erkeklere dönük feminist bir yaklaşıma sahip olmadıkları söylenebilir. Erkekler hakkında konuşurken, erkekleri tanımlarken ya da erkeklerin kadınları dışladığı tutum ve davranışlar tartışılırken dahi, feminist ideolojinin tanımlamalarına yer verilmediği görülmektedir. Elde edilen diğer bir sonuç, katılımcıların kıt akıllı, uğursuz ve şer sembolü biçimindeki eril tanımlamaların kadınları belli kalıplara sıkıştırılarak dizayn edilmeye çalışıldıklarının farkında olmalarıdır. Bu açılardan araştırmanın literatüre katkı sunacağı düşünülmektedir.
In the discipline of social sciences, masculinity points to a multidisciplinary field. In order to understand what masculinity corresponds to both in the field of science and in everyday life, one should look at the practical grounds of ideas about gender. In gender studies, the social oppression of women is often emphasised. Masculinity studies, as a historical, cultural and social construct, is a field of study that aims to shed light on the sources of masculine power. It does not seem possible to think of masculinity as a phenomenon independent of culture and religion. The presence of men is neglected in the development of research on femininity. As a way of understanding how women experience oppression, this study is an attempt to understand how men maintain their masculine power position and how they construct their domination. Women have a central role in the construction of masculinity as mothers, sexual partners, girlfriends, workplace colleagues, etc. Looking at the gender-related religious practices of women, not only as victims of patriarchy but also as an important constituent in the construction of patriarchal order, contributes to the understanding of how the social construction of masculinity is formed. The religious grounds of gender norms and the idea of dominant masculinity in Islam are analysed on the axis of women's perceptions of masculinity. This research, which questions how the classifications of masculinity in Islam are understood by women, how they are reflected in women's social lives, and what role the relationship between masculinity and religion plays in the oppression and exclusion of women, draws some conclusions in the light of the data collected in the field. As a result of the interviews conducted in the field, it can be said that female teachers do not have a feminist approach towards men. Even when talking about men, defining men, or discussing attitudes and behaviours in which men exclude women, the definitions of feminist ideology are not included. Another result obtained is that the participants are aware of the fact that masculine definitions such as scarce intelligence, inauspicious and evil symbols try to design women by squeezing them into certain moulds. In this respect, it is thought that the research will contribute to the literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology of Religion |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2024 |
Submission Date | July 22, 2024 |
Acceptance Date | November 7, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 28 Issue: 2 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).